Examples of using "Collier" in a sentence and their turkish translations:
Kolyeni seviyorum.
Senin kolyen güzel.
Bu onun tasması!
O kolyeyi seviyorum.
Mary kolyesini çıkardı.
O güzel bir kolye.
Kolye için teşekkür ederim.
Pahalı bir gerdanlık takıyor.
Biz ona bir kolye satın aldık.
Köpeğin tasması kırmızı.
Bu, sahte elmastan bir kolyeydi.
- Kolye senin üzerinde harika görünüyor.
- Gerdanlık senin üzerinde harika görünüyor.
Köpeği tasmasından yakaladım.
Belki de tasması bir kayaya falan takılmıştır.
Tasma koptu ve köpek kaçtı.
Tom Mary'nin kaybettiği kolyeyi buldu.
Evet, bakın. Takip cihazı, Dana'nın... ...hâlâ o tarafta olduğunu gösteriyor.
Tom köpeğine bir pire tasması taktı.
Bu, dün kaybettiğim kolyenin aynısı.
Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.
Tom Mary'nin inci kolyesini nereden satın aldığını bilmediğini söylüyor.
Belki Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom'du.
Kız kardeşime doğum gününde bir inci gerdanlık verdim.
O, onu, ona inci bir gerdanlık alması için ikna etmeye çalıştı.