Translation of "Collier" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Collier" in a sentence and their turkish translations:

- J'aime votre collier.
- J'aime ton collier.

Kolyeni seviyorum.

- Ton collier est beau.
- Votre collier est beau.

Senin kolyen güzel.

C'est son collier !

Bu onun tasması!

J'aime ce collier.

O kolyeyi seviyorum.

- Mary retira son collier.
- Mary a retiré son collier.

Mary kolyesini çıkardı.

C'est un collier charmant.

O güzel bir kolye.

Merci pour le collier.

Kolye için teşekkür ederim.

Elle porte un collier de prix.

Pahalı bir gerdanlık takıyor.

Nous lui avons acheté un collier.

Biz ona bir kolye satın aldık.

Le collier du chien est rouge.

Köpeğin tasması kırmızı.

Le collier de diamants était faux.

Bu, sahte elmastan bir kolyeydi.

Le collier te va très bien.

- Kolye senin üzerinde harika görünüyor.
- Gerdanlık senin üzerinde harika görünüyor.

J'ai attrapé le chien par le collier.

Köpeği tasmasından yakaladım.

Son collier s'est peut-être pris dans un rocher.

Belki de tasması bir kayaya falan takılmıştır.

Le collier s'est cassé et le chien s'est enfui.

Tasma koptu ve köpek kaçtı.

Tom a trouvé le collier que Mary avait perdu.

Tom Mary'nin kaybettiği kolyeyi buldu.

Regardez, le collier de Dana indique qu'elle est tout droit.

Evet, bakın. Takip cihazı, Dana'nın... ...hâlâ o tarafta olduğunu gösteriyor.

Tom a mis un collier anti-puces à son chien.

Tom köpeğine bir pire tasması taktı.

C'est le même collier que celui que j'ai perdu hier.

Bu, dün kaybettiğim kolyenin aynısı.

Ce collier est si beau que j'aimerais l'acheter pour ma femme.

Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.

- Thomas dit qu'il ne sait pas où Marie a acheté son collier.
- Tom dit qu'il ne sait pas où Marion a acheté son collier de perles.

Tom Mary'nin inci kolyesini nereden satın aldığını bilmediğini söylüyor.

Peut-être est-ce Tom qui a volé le collier de Mary.

Belki Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom'du.

J'ai donné un collier de perles à ma sœur pour son anniversaire.

Kız kardeşime doğum gününde bir inci gerdanlık verdim.

Elle essaya de le persuader de lui acheter un collier de perles.

O, onu, ona inci bir gerdanlık alması için ikna etmeye çalıştı.