Examples of using "Capable" in a sentence and their turkish translations:
kılıç kullanabilen
Bunu hâlâ yapabilecek miyim?
Örgü örebildim.
Birini öldürebilir misin?
İyi yüzebilir misin?
Ben konuşabiliyorum.
O paten yapabiliyor.
Bunu kullanabilir miyim?
O, her şeyi yapabilir.
O uçabilir.
O her şeyi yapabilir.
Tom, Mary'ye yardım edebildi.
Onu yapabildim.
- Tom her şeyi yapabilir.
- Tom'un elinden her iş gelir.
Bunu sadece Tom becerebilir.
Ne yapabileceğini biliyoruz.
proved the most capable of all.
O, Fransızca öğretebilir.
Neredeyse çalışamıyordum.
Bebek yürüyebiliyor.
O, bir rapor yazabildi mi?
O, nasıl yüzeceğini bilmiyor.
Tom yüzemedi.
Bu manyak her şeyi yapabilir.
Yüzemezdin.
O bunu yapabilir.
Bunu yapabilirim.
- O hızlı koşabilir.
- Hızlı koşabiliyor.
Problemi çözebildim.
Tom çok yetenekli bir adam gibi görünüyor.
Kararlarımı kendim verebilirim.
Senin tavsiyenden dolayı başarabildim.
düzgünce oturup durabiliyor.
''Beni sevmeye devam edecek mi?''
Eğer bunu yapabiliyorsanız,
Bana baktıklarında neler yapabileceğimi göreceklerdi.
başarılı olamaz.
Dediği herşeyi yapabilecek kapasitede
Yakında iyi yüzebilecek.
Hiç kimse tahammülsüz başarılı olamaz.
O, on dil konuşabilir.
Bir gün yürüyebileceksin.
Onun yetenekli bir adam olduğuna inanıyorum.
O, çok hızlı yüzebilir.
Tom bir araba kullanabilir.
Kimse bir çözüm öneremedi.
O büyük ihtimal okuyabilir.
Duramayacağım.
Onu yapabilmeliyim.
Ben testi geçebileceğim.
Sevebilirim.
Tom futbol oynayabilir.
Tom hayır diyemeyecek.
Onun ne yapabileceğini biliyorum.
Bensiz onu yapamayacaksın.
Eğer yapabilseydim, yapardım.
O, tam maraton koşabilir.
Umarım uyuyabilieceksin.
Bunu yapabileceğini düşünüyorum.
Bunu bir sır olarak tutamayacaksın.
Baskı ile başa çıkamayacaksın.
Tom'un neler yapabileceğini bilmiyorsun.
Bir yapı inşa edebilmelisiniz,
başkalarını da görüyorsunuz:
Çocuk ona kadar sayabilir.
Sorunuza cevap verebilecek.
O, bir mil yüzemez.
Tom stres ile baş edemiyor.
Uçak sesten hızlı hızlara ulaşabilir.
Tom yemek yiyebilir mi?
Tom onu nasıl yapabilir?
Soruyu cevaplayabildim.
Tom gelemeyebilir.
Ben bir çocukken iyi yüzebiliyordum.
Ben onu yapabilecek tek kişiyim.
Bunu tek başına yapabilmelisin.
belki de onlarla basit konuşmalar yapabiliyorsunuz.
O, ısırdığında acı veren korkunç bir katil,
Arizona akreplerinde sizi öldürmeye yetecek kadar zehir bulunur.
kendi kaderine karar verebilen tek tür biziz.
ne kadar cesur ve umut doluydum
Bu taşı kaldıramam.
Buğdayı arpadan ayırt edebilir misin?
Bazen rüzgar kadar hızlı koşabiliyorum.
Onun hayali akıcı şekilde Fransızca konuşabilmekti.
Tom'la hiç konuşamadım.
Onu tek başıma yapabilmeliydim.
Onun üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum.
- Tom, otobüste uyuyamıyordu.
- Tom otobüste uyuyamadı.
Bunu kimse bilemez.