Examples of using "Brillaient" in a sentence and their turkish translations:
Gözleri sevinçten parıldıyordu.
Mary'nin gözleri heyecanla parlıyordu.
Gözleri sevinçle parlıyordu.
Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.
Kısa bir sağanaktan sonra su damlaları ağaç yapraklarında parlıyordu