Translation of "Amène" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Amène" in a sentence and their turkish translations:

Amène les enfants.

Çocukları getir.

Amène tes références.

Referanslarını getir.

Amène-la-moi !

Onu bana getir.

Amène-le-moi.

Onu bana getirin.

Amène une copine !

Birini getir.

Amène Tom nager.

Tom'u yüzmeye götür.

Amène-moi mes vêtements.

Bana elbiselerimi getir.

Amène-moi à l'hôpital.

Beni hastaneye götür.

- Amène ton ami.
- Amène ton amie.
- Amenez votre ami.
- Amenez votre amie.

Arkadaşını yanında getir.

Amène-moi à la maison.

Beni eve götür.

- Je veux que chacun amène ses enfants.
- Je veux que chacune amène ses enfants.

Herkesin çocuklarını getirmesini istiyorum.

Il amène le régolithe au dôme

ve kubbe inşası için onunla regolit toplayan bir cihaz

- Amenez-le-moi.
- Amène-le-moi !

- Onu bana getir.
- Onu bana getirin!

- Amenez vos enfants.
- Amène tes enfants.

Çocuklarınızı yanınızda getirin.

Le rire profond amène les larmes.

Derin kahkaha gözyaşları getirir.

Le bus vous amène dans le centre-ville.

Otobüs seni şehir merkezine götürecek.

- Amène tout ton argent !
- Amenez tout votre argent !

Bütün paranı getir.

- Amenez-moi du café.
- Amène-moi du café.

Bana biraz kahve getir.

Amène-moi dîner au restaurant s'il te plaît !

Lütfen akşam yemeği için beni dışarı götür!

Amène ta sœur avec toi la prochaine fois.

Gelecek sefer kız kardeşini de getir.

Après dîner, amène ta guitare et nous chanterons.

Akşam yemeğinden sonra, gitarını yanında getir ve biz şarkı söyleyeceğiz.

- Amenez Tom avec vous.
- Amène Tom avec toi.

Tom'u yanında getir.

Et cela nous amène à faire des choses intéressantes.

Bunu yapabildiğimizde bazı ilginç şeyler yapabiliriz.

C'est lui qui amène le pain à la maison.

Eve ekmek getiren o.

Cette route vous amène au bord du lac Biwa.

Bu yol seni Biwa Gölü kenarına götürecek.

Amène un parapluie parce qu'il doit pleuvoir cet après-midi.

Bu öğleden sonra yağmur beklendiği için bir şemsiye getir.

- Qu'est-ce qui t'amène ici ?
- Qu'est-ce qui vous amène ici ?

- Seni buraya getiren nedir?
- Seni buraya hangi rüzgar attı?

- Faites venir Tom.
- Fais venir Tom.
- Amenez Tom ici.
- Amène Tom ici.

Tom'u buraya getir.

- Prends ta carte d'étudiant !
- Apporte ta carte d'étudiant !
- Amène ta carte d'étudiant !

Öğrenci kimliğini getir.

Mais ma patiente, là, exigeait que je lui amène un café crème aromatisé,

Ama ona aromalı kahve sütlüğü getirmemi isteyen hastam

S'il te plaît, amène-moi le livre la prochaine fois que tu viendras.

Lütfen gelecek sefer geldiğinde kitabı bana getir.

Êtes-vous sûr que vous ne voulez pas que je vous amène à l'hôpital ?

Seni hastaneye götürmemi istemediğinden emin misin?

Mais ça nous amène aussi près de ces falaises, où on sera à la merci de la marée.

Ama bu bizi kayalıkların hemen kenarında ve gelgitin merhametine bırakıyor.