Examples of using "Agréable" in a sentence and their turkish translations:
O çok keyifli görünüyor.
Ne hoş bir sürpriz!
- Ne kadar güzel!
- Ne hoş!
Bu beklenmedik bir sürpriz.
Oldukça hoştu.
- Ne güzel bir sürpriz!
- Ne hoş bir sürpriz!
Bu çok güzel hissediyor.
Su gerçekten güzel.
Bunun gerekli olması güzel.
O tatlıydı.
O masaj güzeldi.
- İyi eğlenceler.
- İyi konaklamalar.
O hoş bir insandır.
Biz hoş bir akşam geçirdik.
Keyifli bir yolculuk yaptın mı?
Bu güzel bir his. Pekâlâ.
yine çok zevkliydi
Hoş bir akşam için teşekkür ederim.
Onun hoş bir kokusu var.
O, hoş bir rüya gördü.
Onun hoş bir sesi var.
Onun hoş bir sesi var.
Bunu duymak gerçekten güzel.
Bu çay çok güzel.
çok güzeldi o günler
Tony'nin sesi güzel.
Burada seninle tanışmak hoştu.
İlkbahar çok hoş bir mevsim.
Ne mutlu bir sürpriz.
Onunla sohbet etmek güzeldi.
Hayatın tümü eğlenceden ibaret değil.
Sanırım o çok hoş.
Sana iyi akşamlar diliyorum.
Bu oda çalışmak için keyifli.
Halı güzel.
Bu akşam çok iyi zaman geçirdim.
Sesi dinlemek için hoş.
Bizim kalışımız çok hoş oldu.
Evinin çok rahat bir atmosferi var.
ne saçma bir şeydi ama çok zevkliydi be
Hiçbir şey seyahat etmekten hoş değildir.
Çok hoş bir öğleden sonraydı.
Onun konuşmasını dinlemek her zaman hoş.
Ben güzel bir kadınla tanıştım.
Bu ev yaşamak için çok rahat.
Dürüst olmak yalan söylemekten daha zevkli.
Düzgün bir yolda sürmek güzel.
- Afiyet olsun!
- Afiyet olsun.
Yeni basılmış kitaplar güzel kokuyor.
Dün gece güzel bir rüya gördüm.
- Çok hoş bir yer biliyorum.
- Çok güzel bir yer biliyorum.
Güzel bir kasaba.
Kalışının keyifli olduğunu umuyoruz.
Her şey güzel görünüyordu.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
Yaşam tatlıdır.
Hastanede kalmak çok zevkli değil.
Bu piknik için güzel bir gün.
Gemi ile okyanusu geçmek çok güzel.
Sabahları erken kalkmak iyidir.
Sami ve Leyla birlikte harika zaman geçirdiler.
Gerçeğin hoş olması, işine gelmesi veya gelmemesinden bağımsız.
bu sefer ona tekme atılırdı. Yahu çok zevkliydi
Güllerin güzel kokusu vardır.
O çok güzel görünüyor.
Yolculuğu hakkında onunla konuşarak iyi vakit geçirdi.
Öylesine güzel bir gündü ki biz yürüyüşe çıktık.
Bu yıl kış yumuşak, değil mi? Bu çok hoş.
Böylesine hoş bir sürprizle karşılaştığımdan beri uzun zaman oldu.
Tom Boston'un ziyaret etmek için güzel bir yer olduğunu söyledi.
biz bu oyunu oynardık çok da zevkliydi zeka geliştirici
Hiçbir şey uçakla seyahat etmek kadar hoş değildir.
Seninle konuşmak güzeldi.
boyut ve şekil doğruluğunun hoş bir dengesi sayesinde kendine benimsedi.
Kız arkadaşımın babasıyla uzun güzel bir sohbet ettim.
Senin için hoş bir şey yapmak istedim.
Geçtiğimiz bahar üç saat süren telafi edici bir görüşmemiz oldu.
Sıkı çalıştıktan sonra hiçbir şey dinlenmekten daha hoş değildir.
Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.
Birazcık İspanyolca bilgi Meksika yolculuğunu keyifli yapmaya doğru uzun bir yol gidecektir.
o günleri hatırlayınca gerçekten çok zevkli bir oyundu neden oynadığımızı hiç bilmiyorum
Ne kadar güzel!
Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim.
Aynı anda hem geçimsiz hem de uysal, hem hoş hem de katısın. Ne seninle, ne de sensiz yaşayabilirim.
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.