Examples of using "étroite" in a sentence and their turkish translations:
Bu oda sıkışık.
Bu dar bir sokak.
Bu yol çok dar.
Biz yakın bir dostluk ile birbirimize bağlıyız.
Bahçeye açılan kapı çok dar.
Erkekliği çok dar bir çerçevede tanımlıyoruz.
Otele giden yol dar.
Yol arabalar için çok dar.
Evimin önündeki sokak oldukça dar.
Bu yol kamyonların geçemeyeceği kadar çok dar.
Sokak, otomobillerin geçemeyeceği kadar dar.
, Mısır'daki bir çatışmadan bu yana kıyasıya bir rakip
Dar görüşlü değilim.