Translation of "éclata" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "éclata" in a sentence and their turkish translations:

Une révolte éclata.

Bir ayaklanma patlak verdi.

L'ampoule lumineuse éclata.

Ampul patladı.

Il éclata en larmes.

O ağlamaya başladı.

Elle éclata de rire.

Kahkaha patlattı.

Tom éclata de rire.

Tom kahkaha attı.

- Tom éclata de rire.
- Tom a éclaté de rire.
- Thomas éclata de rire.

- Tom kahkaha attı.
- Tom birden gülmeye başladı.

Un incendie éclata pendant cette nuit.

O gece bir yangın patlak verdi.

Tout le monde éclata soudainement de rire.

Aniden herkes kahkahayı patlattı.

Tout le monde éclata soudain de rire.

Herkes aniden kahkahaya boğuldu.

- Elle éclata en sanglots.
- Elle a éclaté en sanglots.
- Elle éclata en larmes.
- Elle éclata en pleurs.
- Elle a éclaté en pleurs.
- Elle a éclaté en larmes.

O gözyaşlarına boğuldu.

Dès qu'elle me vit, elle éclata en sanglots.

- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

Elle éclata de rire quand elle me vit.

Beni gördüğünde kahkaha patlattı.

En entendant les mauvaises nouvelles elle éclata en sanglots.

Kötü haber işitince, o gözyaşlarına boğuldu.

Après une courte paix, la guerre éclata à nouveau.

Kısa bir barıştan sonra, savaş tekrar patlak verdi.

Aussitôt qu'elle entendit la nouvelle, elle éclata en sanglots.

- Haberi duyar duymaz, o gözyaşlarına boğuldu.
- O, haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.

- Il a éclaté de rire.
- Il éclata de rire.

O, gülmekten kırıldı.

- Elle éclata en sanglots.
- Elle a éclaté en sanglots.

O hıçkırıklara boğuldu.

- Il éclata en larmes.
- Il a fondu en larmes.

O gözyaşlarına boğuldu.

C'est en 1939 que la Seconde Guerre mondiale éclata.

1939'da İkinci Dünya Savaşı patlak verdi.

Quand elle me vit nu, elle éclata de rire.

- Beni anadan üryan görünce kahkahayı bastı.
- O beni çıplak görünce gülmeye başladı.

Au moment où la guerre de la Révolution française éclata,

Fransız Devrim Savaşları patlak verdiğinde

Nous vivions ici depuis dix ans quand la guerre éclata.

Savaş başladığında on yıldır orada yaşıyorduk.

À peine avait-il rencontré sa famille qu'il éclata en sanglots.

O, ailesiyle karşılaşır karşılaşmaz gözyaşlarına boğuldu.

Après qu'elle eût entendu la triste nouvelle, elle éclata en sanglots.

Üzücü haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.

À peine l'orateur avait-il dit cela, que l'assistance éclata de rire.

Konuşmacı öyle söylediğinde seyirci kahkahalara boğuldu.

Lorsque la guerre éclata, Ney devint officier et devint aide de camp du général Lamarche:

Savaş çıktığında, Ney subay oldu ve General Lamarche'a yardımcı oldu:

Au moment où elle entendit la nouvelle de la mort de son fils, elle éclata en sanglots.

Oğlunun ölüm haberini duyduğu an o, gözyaşlarına boğuldu.

- Un feu éclata au milieu de la ville.
- Un feu se déclara au cœur de la ville.

- Şehrin ortasında bir yangın patlak verdi.
- Şehrin ortasında yangın çıktı.

Je n'étais pas encore né qu'une guerre éclata entre le Japon et les États-Unis en décembre 1941.

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.

- Quand elle a entendu la nouvelle, elle a éclaté en sanglots.
- Lorsqu'elle entendit la nouvelle, elle éclata en sanglots.

Haberi duyunca gözyaşlarına boğuldu.

- Aussitôt qu'elle a entendu la nouvelle, elle a fondu en larmes.
- Aussitôt qu'elle entendit la nouvelle, elle éclata en sanglots.

O haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.