Examples of using "éclairci" in a sentence and their turkish translations:
Gökyüzü açıldı.
Boğazını temizledi.
Tom boğazını temizledi.
Çiçekler odayı canlandırdı.
Gökyüzü aydınlandı.
Hava düzeldi.
Dün yağmur yağdı ama bu sabah hava düzeldi.
Çiçekler odayı canlandırdı.
Uyandığımda yağmur yağıyordu ama öğleden sonra gökyüzü açılmıştı ve güneş parlıyordu.
Bu gizem ne zaman çözülecek?