Examples of using "«la" in a sentence and their turkish translations:
Izdırap, kayıplar, suçluluk ve utanç-
- Hadi ya.
- Eyvah eyvah.
Paran ya da hayatın!
Odayı ay ışığı kapladı.
Geceleri deniz...
Onu unut.
Onu durdurun!
Onu içeri gönder.
Onu dinle!
- Selametle.
- Hadi selametle.
Soru bu.
Onu tanımla.
Şunlara bakardım: yazı boyutu, renk, konum,
Başarının en önemli parçası disiplindir.
Yağmur pencerelere vuruyor.
Ok hedefi vurdu.
Televizyon aile hayatını mahvediyor.
- Masanın üstündeki hesap makinesi benim.
- Masadaki hesap makinesi benim.
Güvenlik en önemli şeydir.
Tekrar, hafızanın anahtarıdır.
Sabır, bilimin anasıdır.
İçi boş Suriye, Filistin, Mezopotamya, Babil, hepsi size ait!
Hayatta başarı, çalışkanlık ve uyanıklık içinde yatar.
Bütün ulus barış istiyor.
O en zor kısım.
- Ağzını aç!
- Ağzınızı açın.
Onu masaya bırakın.
Kuduz yeryüzündeki en ölümcül hastalıktır.
Bağ kurma,
karmaşıklık
kabullenin ve sevin.
ihanet bedeli
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!
Kilit duyu, görmedir.
Lydia'nın zenginliği,
ve haber kaynaklarımıza.
yaşam ve ölüm gibi.
Liste aşağıdaki gibidir.
Mektup onu üzdü.
Okuma zihni geliştirir.
Ay, odayı aydınlatıyor.
Ay geceleyin parıldar.
Kanun kanundur.
Sorumluluk benimdir.
Mesire yeri kıyıya paraleldir.
Demokrasi özgürlüğü teşvik eder.
Söylenti kasabanın her yerinde.
Ceza ölümdür.
Aile ailedir.
Yağmur pencerelere vuruyor.
Bira biradır.
Kız bulaşıkları yıkıyor.
Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.
Çekilme hayatın ilk dersidir.
Isı düşüyor.
Kapıyı kapat.
Kapının kilidini açın.
Tabloyu temizleyin.
Yıldırım kuleyi vurdu.
Kar bir gecede tüm şehri kapladı.
En tehlikeli canavar içindeki canavardır.
O, sınıftaki en popüler kızdır.
Bireysel özgürlük demokrasinin temelidir.
Onu tanıyor musunuz?
Dikkat, bilgeliğin büyük kızıdır.
- Pencereyi kapat.
- Pencereyi kapatın.
- Polis çağır!
- Polisi çağır!
- Polisi arayın!
- Polisi ara!
Bırakın konuşsun.
Fırının ısısı bütün evi ısıttı.
Çorbayı karıştır.
Kapıyı kilitle.
En basit çözüm, genellikle en iyisidir.
Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.
Onlar bütün günü sahilde geçirdiler.
Paris Fransa'nın başkentidir.
- Onu masaya bırak.
- Onu masanın üzerine bırak.
- Masanın üzerine koy.
Karanlıktan sonra onun dışarı çıkmasına izin verme.
En yakın tren istasyonu nerede?
En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır.
Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
Kim kayıp için sorumluluk alıyor?
- Sağlık zenginliğin üstündedir.
- En büyük servet sağlıktır.
Halat baskı altında kırıldı.
Fransa'nın başkenti Paris'tir.
- Tek çıkış yolu ölüm mü?
- Ölüm müdür tek çıkar yol?
- Ölüm tek çıkar yol mu?
Fotoğraf USB çubuğunda.
Anahtarı kilide soktu.
- Gitmesine izin ver.
- Bırak gitsin.
- Bırak onu gitsin.
Oslo, Norveç'in başkentidir.
Gelecek sefere oyunu kazanacağım.
İnanç istihbaratın ölümüdür.
Şu anki görev, helikopter beni kurtarmaya gelmeden önce
Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.
Sıcaklık, yiyecek... ...ve güvenlik.
Açlık ve yetersiz beslenme gibi çok az bir zaafı var.