Examples of using "Vieläkään" in a sentence and their turkish translations:
Ben hâlâ anlamıyorum.
Sabit diskime hâlâ format atamadım.
Ben hâlâ emin değilim.
Hâlâ hazır değil misin?
ve hâlâ vahadan bir iz yok.
Fakat hâlâ onu almıyorum.
Bende hâlâ bir tane yok.
Çinceyi hâlâ iyi yazmıyorum.
Hâlâ enkaza çok yakın olduğumuzu hissetmiyorum.
Senin hâlâ memnun olmadığını biliyorum.
Bunun ne hakkında olduğundan hâlâ emin değilim.
Yavruları da pek bir şey avlayacakmış gibi değil.
Tom'un neden gitmek istediğini hâlâ anlayamıyorum.
Tom bu fikre hala alışamadı.
Akreplerin morötesi ışık altında neden parladığı gizemini korumaktadır.
Bunun hepsinin olduğuna hâlâ inanamıyorum.
Neden, hâlâ bilmiyorum ama Montevideo'da faşist gruplar yayılmıştı.
Fransızca konuşamıyorum.
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.