Examples of using "Totta" in a sentence and their turkish translations:
Doğru.
Onun doğru olup olmadığını merak ediyorum.
O bir gerçek mi?
Bu çok doğru!
Tabii ki.
- Oh! Gerçekten mi?
- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbiden mi?
- Cidden mi?
Doğru söyle!
O, gerçekten doğru mu?
O doğru değil.
Bu doğru.
Söylediğim doğrudur.
Ben sana gerçeği söylüyorum.
- Elbette.
- Tabii ki.
- Besbelli ki!
Doğru!
Elbette tatlım.
Tersi doğrudur.
Söylenti doğru değildir.
- Bu doğru olamaz.
- O doğru olamaz.
Onun doğru olup olmadığını soralım.
Maalesef, rapor doğrudur.
Bu doğru değil mi?
O gerçek olabilir.
Onun anlatısı doğrudur.
Bunun herhangi biri doğru mu?
Tabii ki. Bol şans!
Bu oldukça doğru.
O doğru değildi.
Onun hikayesi doğru muydu?
Dalga geçmiyorum.
Bu muhtemelen doğru.
Doğru olması muhtemel değil.
Bu hikaye gerçek.
Bu bilgi doğru mu?
Önceki cümle doğru.
- O, olamaz.
- Olamaz.
- O belki gerçektir.
- Belki de o doğrudur.
Bu doğru değil.
Bunun gerçekten doğru olup olmadığını merak ediyorum.
Şüphesiz.
Onun doğru olduğunu sanmıyorum.
Onun doğru olduğunu sanmıyorum.
Gerçeği söylemek gerekirse, oraya gitmedim.
- Almanya'da yaşamak istediğin doğru mu?
- Almanya'da yaşamak istediğiniz doğru mu?
Gerçekten mi? Niçin?
Fakat bu doğru değil.
Onun hikayesi kısmen doğrudur.
- Maalesef, söylenti gerçektir.
- Ne yazık ki, o söylenti doğru.
- Bu doğru olamaz.
- O, doğru olamaz.
Aynısı Tom için de geçerli.
- Kesinlikle!
- Mutlaka!
Reality TV gerçek değil mi?
Bu gerçek olamaz.
- Ben onun doğru olduğunu düşündüm.
- Ben bunun gerçek olduğunu zannediyordum.
Sanırım Tom gerçeği söylüyor.
Tuhaf ama doğru.
Hayır, bu doğru değil.
Neyin gerçek olduğunu bilmiyorum.
Bu üzücü ama gerçek.
Bu doğru, değil mi?
- Gerçekten mi?
- Oh, sahi mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbiden mi?
- Cidden mi?
Kesinlikle!
Dün burada olmadığın doğru mu?
- Evet, elbette.
- Evet, tabii ki de.
Eğer o doğruysa mahvoldum demektir.
O gerçek olamaz.
Onun bütün söylediği doğrudur.
Amerikalıların pizzayı sevdiği doğrudur.
Bildiğim kadarıyla, söylenti doğru değil.
Onun doğru olduğuna inanamıyorum.
Söylediği her şey doğruydu.
Boston'a taşındığın doğru mu?
Atların ayakta uyudukları doğru mu?
Onun gerçek olduğu ortaya çıktı.
Onun Fransızca öğrettiği doğrudur.
- Bir yalanı tekrarlamak onu doğru yapmaz.
- Bir yalanın tekrarlanması onu doğru yapmaz.
Tom'un hapishanede olduğu doğru mu?
Tom'un sana söylediği şey doğru değildi.
Hikaye gerçek olamaz.
Doğruyu söylemek gerekirse, yanımda hiç param yok.
Söylediği doğru değil.
Nazilerle bir toplantıya katıldığın doğru mu?
Almanya'da bir erkek kardeşinin olduğu doğru mu?
Gerçeği söylemek gerekirse, dün söylediğim hiçbir şeyi hatırlamıyorum.
Doğruyu söylemek gerekirse, onun konuşma tarzından hoşlanmadım.
Hikayesinin doğru olduğunu sanmıyorum.
- "Dünkü futbol maçını izledin mi" "Tabii ki izledim!
- "Dünkü futbol maçını seyrettin mi?" "Tabiî ki seyrettim!"
- "Dünkü futbol maçını seyrettin mi?" "Tabiî ki!"
Mary'yle çıktığın doğru mu, Tom?
Onların sana söylediği doğru değil.
Hayır, gördüm. Doğru!
Bunun nasıl doğru olabileceğini anlamıyorum.
Doğruyu söylediğine ikna olmuş değilim.
Kesinlikle!
Tom'un Boston'a gittiği doğru mu?
Sana söylediğim her şey doğru.
Gerçeği söyle, onlar karı-koca değiller.
Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.
Bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum.