Translation of "Saatan" in Turkish

- Saatan olla väärässä.
- Mä saatan olla vääräs.

Hatalı olabilirim.

- Saatan tarvita apuasi.
- Mä saatan tarvita sun apuas.

Yardımına ihtiyacım olabilir.

Saatan sinut lentokentälle.

Havaalanına kadar size eşlik edeceğim.

Saatan tarvita asianajajaa.

Bir avukata ihtiyacım olabilir.

Saatan tuntea Tomin.

Tom'u tanıyor olabilirim.

Saatan kokeilla sitä.

Onu yapmaya çalışabilirim.

Minä saatan jäädä.

Kalabilirim.

Saatan tulla kotiin myöhään.

Eve geç kalabilirim.

Minä saatan tilata pizzan.

Bir pizza sipariş edebilirim.

Saatan olla kiireinen maanantaina.

Pazartesi günü meşgul olabilirim.

Saatan löytää oravan jättämiä pähkinöitä.

Sincap cevizi gibi bir şeyler falan da olur.

Saatan olla poissa hetken aikaa.

Bir süre için gitmiş olabilirim.

Saatan tulla muutama minuuttia myöhässä.

Birkaç dakika gecikebilirim.

Saatan lähteä ulos jos sade lakkaa.

Yağmur durursa dışarı gidebilirim.

Tulen sinne, mutta saatan olla myöhässä.

Geç kalabilme ihtimalime rağmen orada olacağım.

- Saatan olla vanha, mutta en ole hullu.
- Mä saatan olla vanha, mut mä en oo hullu.

Yaşlı olabilirim ama deli değilim.

Lapion avulla saatan pystyä liukumaan rinnettä alas.

Bu yüzeyden kayarak inmek için küreğimi kullanabilirim diye düşünüyorum.

Tai saatan jopa alkaa epäillä koko ilmastotiedettä.

Hatta iklim biliminin kendisinden şüphe etmek bile isteyebilirim.

Saatan olla koditon mutta en ole typerä.

Evsiz olabilirim ama aptal değilim.

Saatan olla houkuteltavissa laulamaan laulun tai kaksi.

Bir ya da iki şarkı söylemek için ikna edilebilirim.

Vaikka saatan olla onneton, en tee itsemurhaa.

Mutsuz olmama rağmen intihar etmeyeceğim.

Saatan antaa kohta periksi ja ottaa sen sijaan nokoset.

Yakında vazgeçebilirim ve onun yerine sadece şekerleme yapabilirim.

Saatan olla epäsosiaalinen, mutta se ei tarkoita, etten puhuisi ihmisille.

- Asosyal olabilirim , ama bu insanlarla konuşmadığım anlamına gelmez.
- Antisosyal olabilirim fakat bu insanlarla konuşmadığım anlamına gelmez.

Saatan kertoa vastaukset sinulle myöhemmin, mutta yritä selvittää ne ensin itseksesi.

Daha sonra sana cevapları söyleyebilirim fakat onları önce kendin bulmaya çalış.