Examples of using "Ravintolaan" in a sentence and their turkish translations:
Kate babamın restoranına doğru koştu.
Park Caddesindeki Çin restoranına gidelim.
Tom Mary'yi bir İtalyan restoranına götürdü.
Tom iyi bir Çin lokantası adresi istedi.
Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.
Hey, eğer yemek yediye kadar hazır olmazsa restorana gideceğim.