Examples of using "Siihen" in a sentence and their turkish translations:
Orada dur.
Onu idare edebilir misin?
Buna katılacağım!
Onu yapabilirsin.
Buna alışkınım.
Ona alışacağım.
O kapı koluna dokunma.
Hadi, bunu yapabilirsiniz.
O dönemde tutuklular...
- Ona güvenebilirsin.
- Ona bel bağlayabilirsin.
Onu oraya bırak.
Yakında ona alışacaksın.
Biz buna alışkınız.
Ben oraya karışmam.
Ona inanıyorum.
Riskli olacak.
- Onlar ona inanıyorlar.
- Onlar buna inanır.
Ona müdahale etme.
Onlar bunu kabul etti.
Bu herhangi birinin yapabileceği bir şey değil.
Sonunda problemin çözümünü buldum.
Keşke onu yapacak cesaretim olsa.
Ve bununla da kalmadı.
O yarım saat sürdü.
Bunu gerçekten yapabilir misin?
O, o hastalıktan öldü.
Bunu yapabileceğimi biliyorum.
Tam olarak bir saat sürdü.
Buna gücümüz yeter mi?
Onu yapabilirsin, değil mi?
Onunla alakamız yoktu.
Keşke ebeveynlerim bunu yapmama izin verse.
Tom buna alışacak.
O zamanlar ben öğrenciydim.
Bıktım bundan!
O şok nedeniyle hayatını kaybetti.
Bu uzun bir zaman alacak.
Ben şu ana kadar buna alıştım.
Ona alışkın değilim.
Mağazaya gitmek istiyorum.
O bütün gün sürerdi.
- Ne önemi var?
- Söylemene bile değmez.
Hâlâ takımda mısın?
Üç saatten fazla zaman kaybettim.
- Onu yapabilirsin!
- Onu yapabilirsiniz.
Onu istersin.
seçtiğiniz kartın değerini bir önceki sayınla toplayın.
düşünmeden hareket etmek yerine,
Bu, onunla kıyaslanamaz bile.
Macera başlıyor! Hadi, bunu yapabilirsiniz.
Sebebi biliyor musunuz?
Onu göze alamayız.
Onu şimdi göze alabilir miyiz?
Bunun için çok akıllısın.
Bu sadece yaklaşık üç dakika alacak.
Ona dokunma.
Onu bensiz yapamayacaksın.
O sıralarda Tom Boston'daydı.
Tom'un ona nasıl tepki yapacağına bakalım.
Onu yapabileceğime eminim.
O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
Tom onun için hazırlıklı değildi.
O bunu göze alamazdı.
Tom onu yapmak için çok genç.
Bunun için zihinsel olarak hazır değilim.
Yapabilir miyim, yapamaz mıyım bilmiyorum ama deneyeceğim.
O çok sıcak. Ona dokunma.
Bu mümkün, insan bunu yapabilir.
O zamana dek... ...annelerine bağımlılar.
Hadi, bunu yapabilirsiniz. Bu size bağlı. Bir karar vermelisiniz.
imkânsızlıkları aşan bu hayvanla duyduğum inanılmaz bir gurur vardı.
O sırada kız kardeşi ile oynuyordu.
Onun onu yapabileceğini sanmıyorum.
Onun işe yarayacağı kesindir.
O zamanlar çok kadın doktor yoktu.
Olanlar için hazır değildim.
Tom o zaman oldukça gençti.
Ekleyecek çok şey yok.
Bu bir saat sürdü.
COVID-19 ya da "2019 koronavirüs hastalığı" adını verdiler.
O zaman, o, yapacak doğru şey gibi görünüyordu.
Biz artık bunu göze alamayız.
O zaman, gerçekten öleceğimi sandım.
Tom ona inanıyor.
- Bunun dışında kalın.
- Bundan uzak durun.
Tom o zaman biradan hoşlanmıyordu.
Bir beyin onu yapabiliyorsa, bir bilgisayar onu yapabilir.
Üzgünüm, prezervatif olmadan onu yapmayacağım.
Sanırım bu zaman alacak.
Kedi ağaca tırmandı.
Hayır, oraya ulaşamıyorum. Belki bir dahaki sefer ulaşabilirim.
Koşullar doğru olmalı. Hava durumu şu anda biraz sakin.
olduğunu düşünüyorsunuz. Akıllıca. Pekâlâ, o tarafa gideceğiz. Hadi.
Dokundu, hissetti, tadına baktı.
Sözünü tutması konusunda ona güvenebilirsin.
- Biz bunu göze alamayabiliriz.
- Buna paramız yetmeyebilir.