Examples of using "Omaa" in a sentence and their turkish translations:
Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.
Kan grubunu biliyor musun?
Bu senin kendi hatan.
Nedir seni yaralayan acı
Bu senin kendi hatan.
Tom kendi isminden nefret ediyordu.
Kendim için biraz zamana ihtiyacım var.
Onun yere ihtiyacı vardı.
O, kendi mezarını kazıyor.
Neden kendi dilini kullanmıyorsun?
O kendi gölgesinden bile korkuyor.
Ben ona kendi oğlum gibi davrandım.
Teksaslılar kendi ordularını organize etmeye başladılar.
Okulumuz kendi dergisini yayınlıyor.
Tom'un bir ofisi yok.
O her zaman kendini ön planda tutar.
Tom kendi el yazısını okuyamadı.
O kendi adını bile yazamaz.
Diğer seçenekse kendi halatımı kullanmak. Onu bağlayıp yamaçtan aşağı inebilirim.
Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?
Benim yalnız biraz zamana ihtiyacım var.
Türkiye Cumhurbaşkanı, paradoksal bir biçimde hukuken devletin başı olmasına rağmen hükümet içinde yasal bir konumu yoktur.
Tom gibi bir insan muhtemelen annesinden başka birini öpmemiştir.
Bebeğin kendi annesine ihtiyacı vardır.
Babana yardım etmelisin.