Examples of using "Kylmää" in a sentence and their turkish translations:
Bira çok soğuk.
Yiyecekler soğuk.
Hava biraz soğuk.
Su soğuk.
Çorba soğuk.
Göl suyu çok soğuktur.
İçmek için soğuk bir şey istiyorum.
Gölün suyu çok soğuktur.
- İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?
- Soğuk bir şey içmeye ne dersin?
- İçecek soğuk bir şeye ne dersin?
Bugün gerçekten soğuk.
Bu kahve soğuk.
Tom kendi üzerine soğuk su döktü.
Her zaman böyle soğuk mu?
O, içmek için soğuk bir şey istiyor.
- Marta kadar burada soğuktu.
- Mart boyunca hava soğuktu burada.
Bu sabah özellikle soğuk.
Bu kış çok soğuk.
Tom başının üzerine biraz soğuk su döktü.
Tom içecek soğuk bir şey istedi.
Yemek soğuksa, mikrodalgaya koyun.
Yaklaşık bir yıl sonra, o soğuğu arzular hâle geliyorsun.
- Bir miktar taze soğuk süt alabilir miyim?
- Biraz soğuk taze süt alabilir miyim?
Bir bardak soğuk su sıcak havada çok ferahlatıcıdır.
Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.
- O sıcak, o nedenle ben soğuk bir şey yemek isterim.
- Hava sıcak, bu yüzden soğuk bir şey yemek istiyorum.
İçeride yemek yemeyi tercih ederiz. Dışarısı çok soğuk.
Bir bardak soğuk bira istiyorum.
Soğuk ve kuru, parlak güneş, ne güzel kış havası!
Soğuk bir içecek için ölüyorum.
Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı.
Tom hararetli ve yorgun görünüyordu, ona soğuk bir içecek teklif edip, oturup dinlenmesini söyledim.