Examples of using "Hieman" in a sentence and their turkish translations:
Tamam, biraz temizlenelim.
Kabukları soyalım.
Mahçup edici bir şey.
Tadı biraz şey... ...karton çiğnemek gibi.
Peki, bunu deneyelim. Kabukları soyalım.
Hava biraz soğuk.
Sadece biraz daha fazla.
Tom sersem hissetti.
Ben biraz şaşırmıştım.
Tom biraz kızardı.
Biraz fiziksel egzersiz yapmak istiyorum.
Biraz endişeliyim.
Hava bugün biraz daha sıcak.
Girişi de biraz karla kapattım.
Bakın, ağacın kabuğundan bir parça alırsanız
Biraz sürtünme sağlayacak.
İşte, ağzı biraz açılıyor.
O, elinde olmadan biraz ürperdi.
Tom'un hafif bir ateşi var.
Programın biraz gerisinde kalıyoruz.
Tom biraz dinlensin.
Herkes biraz farklıdır.
Biz biraz geri gitsek iyi olur.
Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.
Hafif bir ateşin olabilir.
- Biraz gevşemelisiniz.
- Biraz dinlensen iyi olur.
- Biraz dinlenmelisin.
- Biraz rahatlasan iyi olur.
Tom biraz suçlu hissediyordu.
O biraz suçlu hissetti.
Sanırım biraz fazla iyimser davranıyorsun.
- Bugün biraz keyifsiz hissediyorum.
- Bugün biraz canım sıkkın.
Biraz şeker ve krema ekleyin.
Tom sandalyesini biraz yanaştırdı.
Pekâlâ, artık ihtiyacım olan tek şey yatak yapmak için malzeme bulmak.
Ben gideyim ve biraz ekmek satın alayım.
Küçük bir yansıma sizin hatalı olduğunuzu gösterecektir.
Sanırım sen biraz çok dikkatli oluyorsun.
Bankadan biraz para çekmeliyim.
Fransızcayı biraz anlarım.
Biraz Fransızca konuşurum.
O bana cevap vermede biraz acele idi.
Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
Sadece biraz Fransızca konuşurum.
Yine de sıcaklık donma noktasının sadece biraz üstünde.
Pekâlâ, biraz daha çıkartacağız. Sonra yola devam edeceğiz.
Biraz dinlenirsek kesinlikle çok fazla ferahlamış hissederiz.
Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?
Sanırım Tom biraz stresli hissediyor.
Ama mevsimsel grip? 1'den sadece biraz fazla.
Daha erken çıkmamızın senin için sakıncası var mı?
Biz biraz geç vardık.
Bence bir süre dinlensen iyi olur.
Biraz meyve ve sebze alman gerekiyor.
Ben biraz ekmek satın alacağım.
Patlamadan hemen önce, şüpheli bir biçimde davranan bir adam görüldü.
- Bu çay çok demli. Biraz su ekle.
- Bu çay çok koyu olmuş. Biraz su ekle.
Tom Mary'nin evini bulmada biraz sorun yaşamıştı.
Fransızcam biraz körelmiş.
Tom'un broşürü okuması beş dakikadan biraz daha fazla sürdü.
Ne yazık ki o biraz fazla iyimser davranıyor.
Şu anda biraz meşgulüz. Bir dakika bekleyebilir misiniz?
Tom İngilizce konuştuğundan sadece biraz daha iyi Fransızca konuşur.
- Biraz daha sos ister misin?
- Biraz daha sos alır mıydınız?
neden gidip kadınlardan birazcık yardım istemediler?
Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.
Bu çok uzun süre işe yaramayacaktır ama biraz olsun yardımcı olacaktır.
Bay Bush, Bay Gore'dan biraz daha fazla oy aldı.
Onu sevdiğini söylemen için biraz cesarete ihtiyacın var.
Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek
Bacağınızı her çekişinizde, daha da derine doğru emiyor.
Evet, suyum bu kadar azalmışken oraya gidecek olmak beni geriyor.
Vazgeçmiştim, kıyıya dönüyordum. Bir şey, biraz sola dönmeme sebep oldu.
Ben biraz meraklıyım.
Tom biraz tombul.
Birazcık daha sabırlı olsaydın yapbozu bitirebilirdin.
Neden gidip bazı erzaklar almıyorsun?
Tom'un cüzdanı taşımak için biraz daha kötüydü. Mary yeni bir tane alması gerektiğini söyledi.
Sachiko her zaman "Hasta olma ihtimaline karşın bir kenara biraz para koysan iyi olur" derdi.
Çok enerji vermeyecektir ama elbet bir şey verecek. Bakın, ağacın kabuğundan bir parça alırsanız
Biraz şişman olduğu için diyette.
Tom biraz Fransızca konuşur.
Tom İngilizce konuştuğundan sadece biraz daha iyi Fransızca konuşur.
Tom biraz Fransızca konuşuyor.
Tom biraz Fransızca konuşabilir.