Examples of using "Kannata" in a sentence and their turkish translations:
Ben vazgeçmiyorum.
- Suçlu önünde sonunda yakalanır.
- Suç işlersen bedelini ödersin.
Bu denemek istemeyeceğiniz bir şey.
Çok koklamadığınız sürece...
Ben onun fikirlerini desteklemiyorum.
Tom'a güvenilmemeli.
Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.
Suçlu er geç yakayı ele verir.
Asya orman kırkayağına bulaşırsanız doğduğunuza pişman olursunuz.
Başardı. Ama orada çok oyalanmasa iyi eder.
Çünkü bu suyu hemen içmek istemezsiniz.
Buradan inmeden önce sıkı bir öğle yemeği yemiş olmak istemezsiniz.
Asla pes etme!
Tom'un sana söylediği her şeye inanmamalısın.
Hayatta kalmak için protein kaynaklarını hiç pas geçmemeyi erkenden öğrendim.
Bir grup insan bana orada yemek yemememi söyledi.
- Şikâyet etmenin bir faydası yok.
- Şikayet etmenin faydası yok.
Tom Mary'yi gece tek başına dışarı çıkmaması için uyardı.