Examples of using "Ottaa" in a sentence and their turkish translations:
Burada fotoğraf çekebilir miyim?
Tom bir şekerleme yapmak istiyordu.
Fotoğrafımı çekebilir misiniz?
Ben bir banyo yapabilir miyim?
Fotoğraf çekmek istiyorum.
Biz bunu almak istiyoruz.
Onu almak istiyor musun?
- Dene ve kafana takma.
- Dene ama kasma kendini.
- Kafana takmamaya çalış.
- Sakin olmaya çalış.
Fotoğraf çekebilir miyim?
Benim arabayı alacağım.
Ben dinlenebilirim.
- Şekerleme yapmak istiyorum.
- Kestirmek istiyorum.
Tom onu alacak.
Paltonuzu alabilir miyim?
Şemsiyemi yanımda getirmeyi unuttum.
Elini tutabilir miyim?
Ya da bu larvalardan biraz alıp
Ne alacaksınız?
- Resmini çekebilir miyim?
- İzin ver senin fotoğrafını çekeyim.
- Korkarım ki yanlışlıkla senin şemsiyeni aldım.
- Maalesef yanlışlıkla sizin şemsiyenizi aldım.
Sadece fotoğraf çekmek istiyorum.
- Bunu almalısın.
- Bunu almak zorundasın.
- Bunu alman gerekiyor.
- Bunu alman lazım.
İhtiyacın olan şeyi alabilirsin.
Onu yanında götürebilirsin.
- Biri öncülük etmeli.
- Biri yol göstermeli.
Onu alabiliriz.
Bunu almalıyım.
Benimle irtibat kurabilirsin.
Ben bir mesaj alabilir miyim?
İlaç almak zorundayım.
Sakura'nın konuşma tarzı beni sinirlendiriyor.
Lütfen bunu alır mısınız?
Burada bir fotoğraf çekebilir miyim?
Burada fotoğraf çekebilir miyim?
Tom bir gün izin almaya karar verdi.
Bir fotoğrafımı çekebilir misiniz?
Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi.
Lütfen şapkanı çıkar.
Canım içki istiyor.
Sen ayakkabılarını çıkarmak isteyebilirsin.
Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.
Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.
Ne yiyeceksiniz?
Parayı almalıydım.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
O bir güzellik yarışmasına katılmak niyetinde.
Tom'un telefonu fotoğraf çekebilir.
Bir şemsiye almalısın.
Yarın benimle temas kurabilirsiniz.
Akşam yemeğinden önce bir içki almak ister misiniz?
Tom balıkların kafasını kesiyor.
- Bu hapları içmen gerekiyor.
- Bu hapları içmelisin.
Onu yanında götüremezsin.
O, her sabah banyo yapar.
O fark etmeden topu almaya çalışacağım.
Eşyalarımı depodan çıkarmayı unutma.
Gelebilirim ve seni alabilirim.
Öğle yemeğinden hemen sonra şekerleme yapmayı severim.
Tom sorumluluğu üstüne alması gerekiyor.
- İlk yardım setini almayı unutma.
- İlk yardım setini götürmeyi unutma.
Onlarla irtibat kurmaya çalıştım.
Yanına bir şemsiye almayı unutma.
Elini tutabilir miyim?
Ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmiyor.
Bu zaman alacak.
Ya da... Şansımı denerim... Ve atlarım.
Onun yaşını dikkate almalısın.
Ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmiyor.
Kötü sürücülerin ehliyetleri onlardan alınmalıydı.
Yanlış otobüse binmem dikkatsizlikti.
- Tüm başarıyı üstüme alamam.
- Tek başıma yaptım diyemem.
- Her şeyi ben yapmadım.
Tom'un yerini alacak mısın yoksa almayacak mısın?
Göz damlamı yanımda getirmeliydim.
Ne yazık ki davetinizi kabul edemem.
Büyükannem yine ilaçlarını almayı unutmuş.
Tom sadakayı kabul etmeyi reddetti.
Bir taksiye binmene gerek yoktu.
Taksi çağırmana gerek yoktu.
Onun hastalığına dikkat etmelisin.
- Onu yapmak için, risk almak zorundasın.
- Bunu yapmak için riskler almak zorundasın.
Onlar beni ciddiye almadı.
Bu sabah yanına bir şemsiye almalısın.
Tom, Mary'yi Boston'a yanında götürmek istedi.
Tom seninle temasa geçmeye çalışıyor.
Kameramı getirmeliydim.
Ne istiyorsan alabilirsin.
- İçmemelisin ve araba sürmemelisin.
- İçip araba sürmemelisin.
Tom, akşam yemeğinden önce bir şekerleme yapmak istedi.
Bir tefeciden ödünç para alsaydın bir aptal olurdun.
Tom'u benimle götürmek zorunda kalacağım.
bir tane daha yakalayıp yakalayamayacağınızı görmek ister misiniz?
Görüş kaybolunca... ...başka bir duyu devreye girer.
Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.