Examples of using "Juttu" in a sentence and their turkish translations:
İşte bu çok iyi.
Her şeyi unut.
Bu kötü.
Bu kötü!
Bu hiç iyi değil.
Bu tam bir hikaye.
Yaşam eğlenceli bir şey.
O uzun bir hikaye.
Her şeyi unutalım, tamam mı?
O büyük bir anlaşma.
Bu büyük bir anlaşma.
Ama bu bir felaket.
Açıklamam gereken bir şey var.
O büyük anlaşma değil.
Tom'a korkunç bir şey oldu.
Tanrım, bu kötü!
Böyle tünellerde ilerlerken kaybolmak hiç eğlenceli değildir.
- Önemli bir şey değildi.
- Abartmaya değmezdi.
Sana bir şey göstermek zorundayım.
Bütün bu şey gerçekten aptalca.
Hikaye gerçek olamaz.
Bunun büyük bir anlaşma olduğunu bilmiyordum.
Büyük anlaşmanın ne olduğunu görmüyorum.
Sen de gelsen fena olmazdı.
- Sanırım büyütecek bir şey değil.
- Sanırım abartılacak bir şey değil.
O önemli değil.
Bu tehlikeli bir şey.
Bu, mutlaka görülmesi gereken bir şey.
O kötü bir şey mi?
Bakmanızı istediğim bir şey var.
Eğer kaybedersem önemli bir şey değil.
Frenleri olmayan bir bisiklete binmek yapılacak oldukça aptalca bir şey.
Bunun büyük bir anlaşma olduğunu sanmıyorum.
Tom onun büyük bir anlaşma olmadığını söyledi.
Paslı metal olması özellikle kötü. Tetanos böyle kapılır, pasta bulunur.
Tom, Mary'ye bunun tek gecelik ilişki olduğunu söyledi.
Bir bisikletteki patlak bir lastiği tamir edebilir misin? Bu tür bir şey çok kolay.
O çok komik bir hikaye değil.
- Bu meseleyi bu kadar önemli yapan ne?
- Niye bu kadar büyütülüyor?
Küçük bir uyarı güzel olurdu.
İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.
Sorun nedir?!
Tom, sana bir şey söylemem gerekiyor.
Unut gitsin.
- Bunun büyük bir şey olmadığını düşündüm.
- Bunun çok önemli olmadığını düşündüm.
Bunun büyük bir anlaşma olmadığını düşündüm.
Kim takar!
Bir denemeye değebilir.
O konuda endişe etmeyin. Büyük bir sorun değil.
Bu büyük bir anlaşma değil. Onun hakkında endişelenme.
Bu, bugüne kadar duyduğum en aptalca şey.