Examples of using "Koko" in a sentence and their turkish translations:
Bütün elmayı yedim.
Bütün gün hüzünlü hissediyordum.
Tam adın nedir?
Buradan tüm şehri görebilirsiniz.
- Bütün gece uyanık durma.
- Bütün gece uyanık durmayın.
Bütün gece boyunca düzüştüler.
Benim bütün vücudum kaşınıyor.
Ben bütün gece yatmadım.
Bütün planımı bozuyorsun.
Her şeyi unut.
Bütün gece araba sürdüm.
Bütün gece yağmur yağacak.
Köpeğim her zaman havlar.
Köpekler bütün gece havladılar.
Bütün gün çalıştıktan sonra bitkin olmalısın.
Tom sürekli TV izler.
Sırtım sürekli ağrıyor.
Babam film boyunca uyudu.
Seni bütün kalbimle seviyorum.
Bütün gün bunu düşündüm.
Bütün sorun bu.
Tüm ağırlığımı veriyorum.
bu sanat eserinin aslında bir heykelin
Geniş aileleri imdada yetişiyor.
Tüm vücudun canlanıyor.
Ve bütün elimi kapladı.
O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.
Bütün seyirciler heyecanlandı.
Bütün gün evde kaldım.
Koko, hızla öğrenmeye devam etti.
Kasırga bütün köyü mahvetti.
Dün tüm öğleden sonra yağmur yağdı.
Dün bütün gün yağmur yağdı.
Bütün ulus barış istiyor.
Ben fırtına sırasında uyudum.
Bütün günü balık tutarak geçirelim.
Bütün günü balık tutarak geçirdik.
O her zaman olur.
Her şeyi unutalım, tamam mı?
Boston'dan gelen tüm yolu sürdüm.
Başından beri haklıydın.
Sen dünyaya bedelsin.
Buraya kadar bütün yolu yürüdün mü?
Patlama bütün binayı salladı.
- Ana fikir bu.
- Olayın özü bu.
Bebek tüm gece ağladı.
Bütün aile oradaydı.
Tom bütün gece öksürdü.
O bütün gün sürerdi.
Ben hemen hemen bütün şeyi anladım!
Onu bütün kalbimle seviyorum.
Bütün gece ağlamaya devam etti.
Bütün öğleden sonra problemi tartıştık.
Tüm öğleden sonra Fransızca çalıştım.
Tom'u bütün kalbimle seviyorum.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
Neredeyse bütün gece uyanıktım.
Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
Yarın bütün gün evde kalmayı planlıyorum.
Bu ölçü benim için çok büyük.
Ayrıca bu ateşin gece boyunca yandığından emin olmalıyım.
Gölün yüzeyi tamamen donmuş olsa da
araç, bisiklet veya otobüs olsun tüm ulaşımı elektrikli hale getirme gibi
Geçen zamana göre uygun boyuttaydı.
Bebek bütün gece sessizdi.
Platformda birçok iyi kişi vardı.
- O, bütün hayatı boyunca fakir kaldı.
- Ömrü boyunca fakirliği bitmedi.
Karıncalar bütün yaz çok çalışır.
Bütün günü Yoyogi Park'ta geçirdik.
Bütün şehir karla kaplı.
Tom her zaman Mary'den bahsediyor.
Bütün sabahı Tom'la geçirdim.
Tüm gece onun hakkında konuştuk.
Dükkan tüm gün açık.
- O, akşam yemeğinin her lokmasını yedi.
- Yemeğinin her kırıntısını yedi.
Tom hayatı boyunca bekar kaldı.
Seni bekleyerek tüm sabahı boşa harcadım.
Bütün gün bunu yapabilirim.
Tom öneriyi yürekten destekledi.
Bütün gece çalıştım.
Tom Mary ile her zaman dalga geçiyor.
Fransızcan düzeliyor.
Tom bütün gün mektubu aradı.
O, dün bütün gün çalıştı.
Bütün hayatı boyunca bekar kaldı.
Bütün gece kar yağıyordu.
Boyut karşılaştırması artık doğru.
Bütün gece burada oturuyordum.
Bütün gün seni düşündüm.
Bütün günü Fransızca çalışarak geçirdim.
- Tom bütün geceyi konuşarak geçirdi.
- Tom bütün gece sohbet etti.
Tom hayatı boyunca dışlandı.
Tom bütün geceyi barda geçirdi.
Bütün gün yatakta mı kalacaksın?
Tom tek başına tam bir kutu çikolata yedi.
Tom bütün hayatı boyunca fakir kaldı.