Translation of "Huono" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Huono" in a sentence and their turkish translations:

- Olen huono urheilussa.
- Olen huono urheilemaan.

Ben sporlarda kötüyüm.

- Tämä on huono enne.
- Tämä on huono ennusmerkki.
- Tämä on huono merkki.

Bu kötü bir işaret.

- Se on huono idea.
- Se on huono ajatus.

Bu kötü bir fikir.

- Minulla kävi huono tuuri.
- Olin todella huono-onninen.

Gerçekten çok şanssızdım.

- Hän on huono matematiikassa.
- Hänellä on huono matikkapää.

O matematikte kötüdür.

Olen huono uimaan.

Ben yüzmede çok iyi değilim.

Olen huono kalamies.

- Ben kötü bir balıkçıyım.
- Ben berbat bir balıkçıyım.
- Ben hasta bir balıkçıyım.

Talous on huono.

Ekonomi kötü.

Sää on huono.

Hava kötü.

Olen huono tenniksessä.

Teniste kötüyüm.

- Kävipä huonoa onnea!
- Kävipä huono säkä!
- Kävipä huono tuuri!

Kötü şans!

- Tomilla kävi todella huono tuuri.
- Tomi oli todella huono-onninen.

Tom gerçekten şanssızdı.

Tämä on huono juttu.

Bu kötü.

Nyt on huono olo.

Kendimi iyi hissetmiyorum.

Se oli huono päätös.

Bu kötü bir karardı!

Tämä on huono juttu!

Bu kötü!

Tämä on huono tilanne.

Vay canına, bu kötü bir durum çocuklar.

Mike on huono baseballissa.

- Mike iyi beyzbol oynayamaz.
- Mike, iyi beyzbol oynayamaz.

Onpa minulla huono onni!

Ben ne kadar şanssızım!

Hänellä on huono näkö.

- Onun görme kabiliyeti kötü.
- O kötü görme duyusuna sahip.

Minulla on huono ruokahalu.

Kötü bir iştahım var.

Hänellä oli huono päivä.

Kötü bir gün geçirdi.

Tomilla on huono itsetunto.

Tom'un özsaygısı az.

Se on huono suunnitelma.

Bu kötü bir plan.

Tomilla on huono näkö.

Tom'un kötü gözleri var.

Tomilla on huono muisti.

Tom'un kötü bir hafızası var.

Se oli huono elokuva.

Bu kötü bir filmdi.

Nyt on huono hetki.

Bu iyi bir zaman değil.

Sinulla on huono muisti!

Zayıf bir hafızan var.

Tom on huono häviäjä.

- Tom kötü bir kaybeden.
- Tom yenilgiyi hazmedemiyor.

Tämä on huono ajatus.

Bu kötü bir fikir.

Tom on huono kuski.

Tom çok kötü bir sürücü.

Hän on huono puhuja.

O kötü bir konuşmacı.

Tomi on huono isä.

Tom kötü bir babadır.

Se on huono tapa.

Kötü bir alışkanlık.

Minulla on huono omatunto.

- Vicdan azabı çekiyorum.
- Vicdanım rahat etmiyor.

Vieläkö on huono olo?

Hala kendini hasta hissediyor musun?

On huono aika myydä.

Satmak için kötü bir zaman.

Hän on huono käsistään.

O elleriyle beceriksizdir

Tom on huono kokki.

Tom, kötü bir aşçı.

Tomi on huono suutelija.

Tom kötü öpüşür.

- Tom on huono valehtelemaan.
- Tom on huono valehtelija.
- Tom on kehno valehtelija.

Tom yalan söylemeyi beceremez.

Tämä on kuitenkin huono juttu.

Ama bu bir felaket.

Nyt vain kävi huono tuuri.

ama bu sefer şansımız yaver gitmedi dostum!

Olen huono pukemaan ajatuksiani sanoiksi.

Düşüncelerimi kelimelere dökmem zordur.

Se on huono nimi laivalle.

Gemi için kötü bir isim bu.

Tänään minulla on huono olo.

Bugün kötü hissediyorum.

Onko se sinusta huono asia?

Bunun kötü olduğunu mu düşünüyorsun?

Minulla oli todella huono päivä.

Ben gerçekten kötü bir gün geçirdim.

Et sinä niin huono ollut.

Bu kadar kötü değildin.

Minä en ole huono ihminen.

- Ben kötü bir kişi değilim.
- Ben kötü bir insan değilim.

Eilen täällä oli huono ilma.

Dün havamız kötüydü.

Minulla on huono omatunto siitä.

Onun hakkında kötü hissediyorum.

Tuolla miehellä on huono maine.

- O adam kötü bir üne sahiptir.
- O adamın kötü bir şöhreti var.

Tomilla on ollut huono viikko.

Tom, kötü bir hafta geçirdi.

Joka aamu on huono olo.

Kendimi her sabah hasta hissediyorum.

Voi veljet. Tämä on huono juttu.

Tanrım, bu kötü!

Tällaisissa tunneleissa eksyminen on huono juttu.

Böyle tünellerde ilerlerken kaybolmak hiç eğlenceli değildir.

Se on yleensä huono merkki luonnossa.

Doğada, bu genellikle kötü bir işarettir.

Huono riisisato saa meidät todellisiin vaikeuksiin.

Verimsiz bir pirinç hasadı başımızı belaya sokacaktır.

Hänellä on huono maine oppilaidensa parissa.

Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.

Huono sää ei ole mikään este.

Kötü hava engel değildir.

Ehkä tämä ei ole huono asia.

Belki bu kötü bir şey değildir.

Tomin mielestä se oli huono idea.

Tom onun kötü bir fikir olduğunu düşündü.

Onni tekee ylimieliseksi, huono onni viisaaksi.

İyi şans bizi kibirlendirir, kötü şans ise bilgeleştirir.

- Voin huonosti.
- Minulla oli huono olo.

Kendimi kötü hissettim.

Tomilla on hyvin huono maine kaupungissa.

Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.

Raha on hyvä renki, mutta huono isäntä.

Para iyi bir uşak ama kötü bir efendi.

Älä sano että olet huono. Älä ikinä!

Sen kötü olduğunu söyleme. Hiç!

- Tomilla on huono maine.
- Tom on huonomaineinen.

Tom kötü bir üne sahiptir.

- Tom on huono urheilussa.
- Tom on huono urheilemaan.
- Tom ei ole hyvä urheilussa.
- Tom ei ole hyvä urheilemaan.

Tom sporda iyi değildir.

Idea oli hyvä, mutta meillä kävi huono tuuri.

Bu aslında kötü bir fikir değildi, sadece şanssızdık.

Tämä oli huono valinta. Älä taistele luontoa vastaan.

Bu kötü bir karardı. Doğayla savaşmaya çalışmayın!

No niin. Toivottavasti se ei ollut huono päätös.

İşte başlıyoruz. Bunun kötü bir karar olmamasını umalım.

- Onko se paha asia?
- Onko se huono juttu?

O kötü bir şey mi?

- Minulla on huono olo.
- En voi ihan hyvin.

- İyi hissetmiyorum.
- Kendimi iyi hissetmiyorum.

- Minulla on paha olo.
- Minulla on huono olo.

Kendimi kötü hissediyorum.

Tomilla on huono tapa vetää liian hätiköityjä johtopäätöksiä.

Tom'un sonuçlara atlamayla ilgili kötü bir alışkanlığı vardır.

- Tomilla ei ole suuntavaistoa.
- Tomilla on huono suuntavaisto.

Tom'un yön duyusu yok.

Se oli huono idea. Puuvilla ei pala hyvin pitkään.

Tamam, bu kötü bir fikirdi. Pamuk çok uzun süre iyi yanmıyor.

- Minua oksettaa.
- Tunnen oloni sairaaksi.
- Minulla on huono olo.

Kendimi kötü hissediyorum.

- Et ole hullumpi tässä.
- Et ole ollenkaan huono tässä.

- Buna fena değilsin.
- Bunda kötü değilsin.

Tom ei varmastikaan ole niin huono kuin Mary väittää.

Tom kesinlikle Mary'nin olduğunu iddia ettiği kadar kötü değil.

Ruosteinen metalli on erityisen huono juttu. Siitä voi saada jäykkäkouristuksen.

Paslı metal olması özellikle kötü. Tetanos böyle kapılır, pasta bulunur.

Se johtuu raa'an munan syömisestä. Tiesin, että se on huono idea.

O çiğ yumurtayı yediğim için. Bunun kötü bir fikir olduğunu biliyordum.

- Tomilla ei ole helppoa.
- Tomia ei vain lykästä.
- Tomilla käy huono tuuri.

Tom bir şans yakalayamaz.

- Äkkipikaisuus on hänen luonteensa ainoa heikkous.
- Kärsimättömyys on ainoa huono puoli hänen luonteessaan.

Karakterindeki tek kusur hızlı bir öfke.