Examples of using "Huono" in a sentence and their turkish translations:
Ben sporlarda kötüyüm.
Bu kötü bir işaret.
Bu kötü bir fikir.
Gerçekten çok şanssızdım.
O matematikte kötüdür.
Ben yüzmede çok iyi değilim.
- Ben kötü bir balıkçıyım.
- Ben berbat bir balıkçıyım.
- Ben hasta bir balıkçıyım.
Ekonomi kötü.
Hava kötü.
Teniste kötüyüm.
Kötü şans!
Tom gerçekten şanssızdı.
Bu kötü.
Kendimi iyi hissetmiyorum.
Bu kötü bir karardı!
Bu kötü!
Vay canına, bu kötü bir durum çocuklar.
- Mike iyi beyzbol oynayamaz.
- Mike, iyi beyzbol oynayamaz.
Ben ne kadar şanssızım!
- Onun görme kabiliyeti kötü.
- O kötü görme duyusuna sahip.
Kötü bir iştahım var.
Kötü bir gün geçirdi.
Tom'un özsaygısı az.
Bu kötü bir plan.
Tom'un kötü gözleri var.
Tom'un kötü bir hafızası var.
Bu kötü bir filmdi.
Bu iyi bir zaman değil.
Zayıf bir hafızan var.
- Tom kötü bir kaybeden.
- Tom yenilgiyi hazmedemiyor.
Bu kötü bir fikir.
Tom çok kötü bir sürücü.
O kötü bir konuşmacı.
Tom kötü bir babadır.
Kötü bir alışkanlık.
- Vicdan azabı çekiyorum.
- Vicdanım rahat etmiyor.
Hala kendini hasta hissediyor musun?
Satmak için kötü bir zaman.
O elleriyle beceriksizdir
Tom, kötü bir aşçı.
Tom kötü öpüşür.
Tom yalan söylemeyi beceremez.
Ama bu bir felaket.
ama bu sefer şansımız yaver gitmedi dostum!
Düşüncelerimi kelimelere dökmem zordur.
Gemi için kötü bir isim bu.
Bugün kötü hissediyorum.
Bunun kötü olduğunu mu düşünüyorsun?
Ben gerçekten kötü bir gün geçirdim.
Bu kadar kötü değildin.
- Ben kötü bir kişi değilim.
- Ben kötü bir insan değilim.
Dün havamız kötüydü.
Onun hakkında kötü hissediyorum.
- O adam kötü bir üne sahiptir.
- O adamın kötü bir şöhreti var.
Tom, kötü bir hafta geçirdi.
Kendimi her sabah hasta hissediyorum.
Tanrım, bu kötü!
Böyle tünellerde ilerlerken kaybolmak hiç eğlenceli değildir.
Doğada, bu genellikle kötü bir işarettir.
Verimsiz bir pirinç hasadı başımızı belaya sokacaktır.
Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.
Kötü hava engel değildir.
Belki bu kötü bir şey değildir.
Tom onun kötü bir fikir olduğunu düşündü.
İyi şans bizi kibirlendirir, kötü şans ise bilgeleştirir.
Kendimi kötü hissettim.
Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.
Para iyi bir uşak ama kötü bir efendi.
Sen kötü olduğunu söyleme. Hiç!
Tom kötü bir üne sahiptir.
Tom sporda iyi değildir.
Bu aslında kötü bir fikir değildi, sadece şanssızdık.
Bu kötü bir karardı. Doğayla savaşmaya çalışmayın!
İşte başlıyoruz. Bunun kötü bir karar olmamasını umalım.
O kötü bir şey mi?
- İyi hissetmiyorum.
- Kendimi iyi hissetmiyorum.
Kendimi kötü hissediyorum.
Tom'un sonuçlara atlamayla ilgili kötü bir alışkanlığı vardır.
Tom'un yön duyusu yok.
Tamam, bu kötü bir fikirdi. Pamuk çok uzun süre iyi yanmıyor.
Kendimi kötü hissediyorum.
- Buna fena değilsin.
- Bunda kötü değilsin.
Tom kesinlikle Mary'nin olduğunu iddia ettiği kadar kötü değil.
Paslı metal olması özellikle kötü. Tetanos böyle kapılır, pasta bulunur.
O çiğ yumurtayı yediğim için. Bunun kötü bir fikir olduğunu biliyordum.
Tom bir şans yakalayamaz.
Karakterindeki tek kusur hızlı bir öfke.