Translation of "Iso" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Iso" in a sentence and their turkish translations:

- Talosi on iso.
- Kotisi on iso.

- Eviniz büyük.
- Senin evin büyük.

- Onpa iso koira!
- Onpas iso koira!

Ne kadar büyük bir köpek!

- Iso-iso-isoäitimme kuoli päivän isosiskoni syntymän jälkeen.
- Iso-iso-mummimme kuoli päivän isosiskoni syntymän jälkeen.
- Iso-iso-mummomme kuoli päivän isosiskoni syntymän jälkeen.

- Büyükbüyükbüyükannemiz ablam doğduktan sonraki gün ölmüş.
- Büyükannemin büyükannesi ablamın doğumundan bir gün sonra vefat etmiş.

- Onko sinulla iso koti?
- Onko teillä iso koti?

Büyük bir evin mi var?

- Kuinka iso?
- Kuinka suuri?
- Miten iso?
- Miten suuri?

Ne kadar büyük?

Onpa iso pudotus.

Vay canına, devasa bir şelale var!

Onpa iso kakku!

Ne büyük bir pasta!

Siitä tulee iso.

Büyük olacak.

- Sinun sukassasi on iso reikä.
- Sun sukassa on iso reikä.

Çorabında büyük bir delik var.

- Onko tämä mielestäsi liian iso?
- Luuletko tämän olevan liian iso?

Bunun çok büyük olduğunu düşünüyor musun?

Edessä on iso aukio.

Bakın, ileride büyük bir açıklık var.

Täällä on iso säiliö.

Şu devasa su tankına bakın.

Huomenna on iso päivä.

Yarın büyük bir gün olacak.

Onko Okayama iso kaupunki?

Okayama büyük bir şehir mi?

Tämä on iso uutinen.

Bu önemli haber.

Tomilla on iso koira.

Tom'un büyük bir köpeği var.

Se on iso juttu.

O büyük bir anlaşma.

Se on iso kaupunki.

Bu büyük bir şehir.

Onko tämä liian iso?

Bu çok büyük mü?

Tämä on iso juttu.

Bu büyük bir anlaşma.

Nenäni on liian iso.

Benim burnum fazla büyük.

Se on liian iso.

- O çok büyük.
- Çok büyük.

Meillä on iso ongelma.

Büyük bir sorunumuz var.

Siinäpä vasta iso ego!

Ne ego ama!

Hän on niin iso!

O çok iri!

Tässä on iso ongelma.

Büyük bir sorun var.

Se on iso ongelma.

O büyük bir sorun.

Koirasi on todella iso.

- Köpeğin çok büyük.
- Senin köpeğin çok büyük.

Minulla on iso talo.

Büyük bir evim var.

Tomilla on iso talo.

Tom'un büyük bir evi var.

Tomilla on iso perhe.

Tom'un büyük bir ailesi var.

Seinässä on iso halkeama.

Duvarda büyük bir çatlak var.

- Taloni takana oli ennen iso kirsikkapuu.
- Kotitaloni takana oli aikaisemmin iso kirsikkapuu.

Önceden evimin arkasında büyük bir kiraz ağacı vardı.

Se on viidakossa - iso menetys.

Ve bu, ormanda büyük bir kayıp.

Se on iso, vanha käärme.

Büyük bir yılan, baksanıza.

Mutta sillä on iso ongelma.

Ama büyük bir sorunu var.

Ei Yhdysvallat eikä Iso-Britannia.

Birleşik Devletler istemiyor. İngiltere de öyle.

Seuraavana päivänä - saapui iso hai.

Ertesi gün, büyük bir köpek balığı geldi.

Varo! Siinä on iso reikä!

Dikkat et! Orada büyük bir çukur var.

Paita on liian iso minulle.

Bu gömlek benim için büyük.

Hän on jo iso poika.

O büyük bir çocuk.

Minulla on iso musta koira.

Büyük bir siyah köpeğim var.

Pöydällä on iso paketti sinulle.

Masada sizin için büyük bir paket var.

Missä se iso tyyppi on?

Büyük adam nerede?

Meillä oli tosi iso tappelu.

Biz gerçekten büyük bir kavga ettik.

Se ei ole iso juttu.

O büyük anlaşma değil.

Tom on yksi iso pelkuri.

Tom büyük bir korkak.

Se on melko iso klubi.

Bu oldukça büyük bir kulüp.

Hän on iso ja vahva.

O cüsseli ve güçlü.

Se on melko iso ongelma.

Oldukça büyük bir sorun.

Tämä huone ei ole iso.

Bu oda büyük değil.

Onko huone sinulle tarpeeksi iso?

Oda senin için yeterince büyük mü?

Se on aivan liian iso.

Bu çok çok büyük.

Tomilla on makuuhuoneessaan iso vaatehuone.

Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.

Se on iso ja ilkeä olento.

tersi pis olan dev bir yaratık.

Yksi päivä oli uskomaton. Iso kalaparvi.

İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.

Näitkö kuinka iso heidän talonsa on?

Onların evinin ne kadar büyük olduğunu gördün mü?

Hänellä on iso ravintola järven lähellä.

Gölün yakınında büyük bir restoranı var.

Heillä on iso toimisto tässä rakennuksessa.

Bu binada büyük bir ofisi var.

En pysty. Se on liian iso.

Yapamam. Çok büyük.

Se ei ollut mikään iso juttu.

- Önemli bir şey değildi.
- Abartmaya değmezdi.

Tom on yhtä iso kuin minä.

Tom benim kadar büyük.

Kuulin, että teillä oli iso riita.

Büyük bir dövüşte olduğunuzu duydum.

Se on todella iso sosiaalinen ongelma.

Bu çok büyük bir sosyal sorun.

Heidän asuinkaupungissaan on iso espanjankielinen yhteisö.

Onların yaşadığı şehrin büyük bir İspanyolca konuşan topluluğu var.

Tämä puku on minulle liian iso.

Bu takım elbise benim için fazla büyük.

Tämä uusi laulu on iso hitti.

Bu yeni şarkı büyük bir liste başı.

- Venäjä on iso.
- Venäjä on suuri.

Rusya büyüktür.

Tämä hattu on liian iso sinulle.

Bu şapka sizin için çok büyük.

Tuota... Taloni ei ole tarpeeksi iso.

Pekala... Evim yeterince büyük değildir.

Tomilla oli iso riita Maryn kanssa.

Tom'un Mary ile büyük bir mücadelesi vardı.

Iso-Britannian alkuperäinen passi oli laivastonsininen.

İngiliz pasaportu aslen krallık lacivertiydi.

- Siellä on suuri kolo.
- Siellä on suuri reikä.
- Siellä on iso reikä.
- Siellä on iso kolo.

Büyük bir çukur var.

Tälläkin on pienet piikit ja iso myrkkyrauhanen,

Bunun gibi küçük pençeleri ve kuyruğunda büyük bir zehir kesesi varsa

Ja sen vieressä oli toinen iso mustekala.

hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

En minä pysty. Se on liian iso!

Hayır yapamam. O çok büyük!

”Katso miten iso se on!” ”Voi luoja!”

"Onun ne kadar büyük olduğuna bak!" "Aman Tanrım!"

En tiennyt, että se olisi iso juttu.

Bunun büyük bir anlaşma olduğunu bilmiyordum.

En näe missä se iso juttu on.

Büyük anlaşmanın ne olduğunu görmüyorum.

Kuinka iso osa tästä on Tomin syytä?

Bunun ne kadarı Tom'un hatası?

Minusta se ei ole mikään iso juttu.

- Sanırım büyütecek bir şey değil.
- Sanırım abartılacak bir şey değil.

- Kuinka suuri hän onkaan!
- Onpa hän iso!

O ne kadar büyük!

- En ymmärrä, miksi se on niin iso asia.
- Minä en ymmärrä, miksi se on niin iso asia.

Bunun neden böyle büyük bir anlaşma olduğunu anlamıyorum.

Iso, lihaksikas ja hehkuvan oranssi, Aasian ikoninen oranki.

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

Iso-Britannia kohtaa nälkäkuoleman, ellei sukellusveneitä pian kukisteta.

U gemileri eğer İngiltere, açlık ile karşı karşıya gelecek yakında yenilmezler.

Jota suojeli iso merilevämetsä. Metsä heikentää maininkien vaikutusta.

çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.

- Se on liian iso.
- Se on liian suuri.

- O çok büyük.
- Bu çok büyük.

Nenäni on todella iso, ja kaiken lisäksi vinossa.

Burnum gerçekten büyük ve ayrıca çarpık.

- Se on niin iso!
- Se on niin suuri!

Çok büyük.

- Onko se iso ongelma?
- Onko se isokin ongelma?

- O büyük bir sorun mu?
- Bu büyük bir sorun mu?

- Se on suuri yritys.
- Se on iso firma.

O büyük bir şirkettir.

- Se on vähän suuri.
- Se on vähän iso.

Bu biraz büyük.

Tulen palauttamaan tämän neulepuseron, koska se on liian iso.

Bu kazağı geri getireceğim çünkü o çok büyük.