Examples of using "Auringossa" in a sentence and their turkish translations:
Güneşte parlayan şey.
Kar güneşte eridi.
Biraz yandım.
Bir kedi güneşte yatıyor.
Kırık cam parçaları güneşte parlıyordu.
Kanyon yarığından çıktık. Şimdi yine güneşin sıcağındayız.
Güneşte mi yandın? Burnunun ucu tamamen kırmızı.
Yapmak istediğimiz şey gölgelik bir yer bulup onları güneşten saklamak.
Tom sıcak güneşte bütün gün çalıştıktan sonra yorgun olmalı.
- Tom, tüm öğleden sonra sıcak güneş altında çalıştıktan sonra hararetli ve yorgun göründü.
- Tom bütün öğleden sonra sıcak güneşte çalıştıktan sonra hararetli ve yorgun görünüyordu.