Examples of using "Joka" in a sentence and their turkish translations:
Her ay.
Her sabah kahvaltı yaparım.
Bunu her gün yapar mısın?
Her gün işe yürüyerek giderim.
- Ben kedimi her sabah ve her akşam beslerim.
- Kedimi her sabah ve her gece besliyorum.
Her gün kiliseye giderim.
Her gün Fransızca konuşur musun?
- Her gün Fransızca okur musun?
- Her gün Fransızca okuyor musun?
Her hafta sinemaya giderim.
Ben her gün yüzerim.
- Her gün koşarım.
- Her gün çalışırım.
Her gün görüşüyoruz.
Her gün ağlarım.
Her gün Fransızca konuşurum.
Her gün Fransızca çalışır mısın?
Her gün yüzmek istiyordum.
- Her gün okula yürür musun?
- Okula her gün yürür müsün?
Biz her yıl Noel'i kutlarız.
Her pazar kiliseye gider misiniz?
Her gün Google kullanırım.
Her gün tıraş olur musun?
Tom her hafta sinemaya gitti.
Her sabah yedide kahvaltı yaparım.
Tom onu her gün yapar mı?
bir nehir oluşturmalıyız.
ve ortasından iple bağlanmış bir
Tehlike her yönden gelebilir.
...hareket edemeyecek kadar kör.
Her köşede... ...tehlike kol geziyor.
Algıyı güçlendiren sesler
- Her gün İngilizce çalışırım.
- Her gün İngilizce öğreniyorum.
Ben her gün okula giderim.
Biz her gün tenis oynarız.
Her gün Tokyo'ya giderim.
Tony her gün koşar.
Ben hemen hemen her gün gezerim.
Ben çoğunlukla her gün dalış yaparım.
Neredeyse her gün kavga ederim.
Neredeyse her gün münakaşa ederim.
Ben neredeyse her gün sigara içerim.
Ben burada her sabah yüzerim.
- Okula her gün yürüyerek mi gelirsin?
- Okula her gün yayan mı gelirsin?
- Her sabah alışverişe çıkarım.
- Her sabah alışverişe giderim.
Her gün ormanda yürürüm.
Her gün buraya geliyor musun?
Ben her gün öğle yemeği yaparım.
Her gün İngilizce çalış.
- Gene de yaptım.
- Bir şekilde yaptım.
Her gün Fransızca çalışırım.
Ben onu her gün ararım.
Bunu zaten yapacağım.
Mucizeler her gün olur.
- Ben onu her gün kullanırım.
- Her gün onu kullanıyorum.
- Onu her gün kullanırım.
- Her gün kullanırım.
- Her gün kullanıyorum.
Biz her yaz kampa gideriz.
Onu her gün görüyorum.
Ben her sabah sakalımı tıraş ederim.
- İnsanlar her gün ölür.
- İnsanlar her gün ölürler.
Zaten seni seviyorum.
Her gün uygulama var mı?
Her Pazar odamı temizlerim.
Neredeyse her gün yüzerim.
Herkes ağlıyor.
Tenis oynayan kızı tanıyorum.
Tom her sabah saat altıda kalkar.
Fransızca anlayan birini arıyorum.
Her gün günlüğüme yazıyorum.
Her ay bankaya on bin yen koyarım.
Öğrenmek için her gün okula gider.
Sorun olanTom'dur.
Tom her iki ayda bir buraya gelir.
Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.
Paraşüt halatının içindeki iplerden
Öyle bir dünya ki, tuhaf yaratıklar...
Ay'ın evreleriyle dalgalanan o ritimle.
Her gece, bölgelerinde devriye geziyorlar.
Aile üyelerine yemeğin yerini gösteriyor.
Onu bir hafta boyunca her gün aradıktan sonra,
Her gün ona hikâyelerimi anlatıyordum.
Ama her seferinde elinden kaçtılar.
Her gün gidip kontrol etmeye devam ettim.
Babam her sabah yürüyüş yapar.
O her hafta bana yazar.
O her hafta arabayı yıkar.
O her gün tenis oynar.
Bahçedeki çiçekleri her gün sularım.
İşe her gün trenle giderim.
Alkol tüketimi her yıl artıyor.
Tayfunlar Japonya'yı her yıl vurur.
Neredeyse her gün fıkralar okurum.
Neredeyse her gün arabamı yıkarım.