Examples of using "Willow" in a sentence and their turkish translations:
Aspirin, söğüt ağacından geliyor.
En sevdiğim ağaç salkım söğüttür.
2008'de Willow Garage adlı bir mekandaydı.
Oldukça esnek bir çıtanın üstüne. Ve bu şekilde çekebiliyorum.
Akdeniz ormanlarında birçok çeşit ağacımız var: meşe, çam, söğüt, dişbudak, karaağaç ve diğerleri.
Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.