Examples of using "Whenever" in a sentence and their turkish translations:
Ne zaman istersen gel.
Ne zaman istersen ye.
Adam: Herhangi bir şey duyduğumuz vakit, mesela insanların şarkı söylemesini...
Lütfen ne zaman istersen gel.
- İstediğin zaman gel.
- Ne zaman istersen gel.
- İstediğiniz zaman gidin.
- Ne zaman istersen git.
Ne zaman istersen gel.
- Canın istediği zaman ye.
- Ne zaman istersen o zaman ye.
Hazır olduğunda başlayacağız.
Ne zaman istersen gel.
ormanları mümkün olduğunca eski haline getirerek,
Ne zaman gelirsen ben hazırım.
Mümkün olduğunca ondan kaçındı.
Ne zaman yapabilirsen uğra.
İstediğin zaman onu yap.
Mümkün olduğunda Tom Mary'den kaçınır.
Ne zaman istersen beni ara.
Ne zaman istersen beni ziyaret et.
Ne zaman yapabilirsem ziyaret edeceğim.
Ne zaman istersen gideceğim.
- Tom ne zaman isterse uyur.
- Tom fırsatını buldukça uyur.
Tom fırsat bulur bulmaz bunu yaptı.
Ne zaman gelirsen gel, bana bildir.
Siz hazır olunca başlayacağız.
Şüphen olursa bana sor.
Babam boş olduğunda balık tutmaya gider.
İstediğimiz zaman durabiliriz.
Ne zaman istersen gidebilirsin.
Ne zaman istersen gelebilirsin.
Onu her aradığımda, o dışarıda.
Elimden geldiğince çalışırım.
İstediğiniz zaman uyumaya gidin.
Mümkün olduğunda uzmanlara danışmalısın.
Ne zaman yutkunsam boğazım ağrıyor.
- İstediğim zaman hareket ederim.
- Ne zaman istersem ayrılırım.
- Tom her fırsatta sosisli sandviç yer.
- Tom fırsatını buldukça hotdog gömer.
Tom ne zaman isterse gidebilir.
İstediğiniz zaman tekrar gel.
Tom Mary'yi elinden geldiğince ziyaret eder.
- Tom bunu mümkün olduğunda yapar.
- Tom bunu her fırsatta yapar.
Bunu ne zaman yapsam mutlu olurum.
Ne zaman yapabilirsem bunu yaparım.
- İstediğiniz zaman beni arayabilirsiniz.
- İstediğin zaman beni ziyaret edebilirsin.
Söz verdim, evlendiğim zaman
Kan gördüğüm zaman, kendimi kötü hissederim.
Ne zaman gitsem, köpeğim beni izler.
Sizin için her ne zaman uygun olursa gelin.
Geciktin zaman öğretmenden özür dile.
Biz onu her ne zaman arasak bize cevap verir.
Her ne zaman gelse, o bize hediyeler getirir.
İstediğin zaman beni görmeye gelebilirsin.
Ne zaman istersen beni arayabilirsin.
Ne zaman kalksam kendimi sersem hissediyorum.
Bize ihtiyacın olduğunda hazır olacağız.
Ne zaman istersen bana cevap verebilirsin.
Tom zamanı olduğunda romanlar okur.
- Ne zaman gelirsen gel sana her zaman kapımız açık.
- Ne zaman gelirsen gel, her zaman bekleriz.
İstediğiniz zaman evime gelebilirsiniz.
Sana ne zaman uyarsa görüşürüz.
Seni ne zaman görsem, mutlu hissediyorum.
Ekibime ne zaman yeni biri katılsa
Ben ne zaman seyahat etsem uçmayı tercih ederim.
Onu ziyaret ettiğim zaman, sıcak karşılandım.
Tom ne zaman isterse yiyebilir.
Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
Sen hazır olduğunda ben gitmeye hazırım.
Tom elinden geldiğince Mary'yi ziyaret ederdi.
Tom onu elinden geldiği kadar yapardı.
Tom hâlâ her fırsatta yapıyor bunu.
İstediğiniz zaman aramaktan çekinmeyin.
Ne zaman istiyorsa yiyebilir.
Canı ne zaman istiyorsa o zaman yiyebilir.
Senin için ne zaman uygunsa gelebilirsin.
Tom, Boston’dayken bunu yapmayı sever.
sadece her istediğimiz zaman ateş yakabileceğiz
Ne zaman gelirsen gel bizim misafirimiz olacaksın.
Her ne zaman sake içsem başım ağrır.
- Lütfen ne zaman istersen gel beni gör.
- Lütfen ne zaman istersen beni görmeye gel.
- Kızınca ağzını bozar.
- Her ne zaman kızsa, bozuk dil kullanır.
Biz onlara ne zaman soru sorsak onlar hemen cevap veriyor.
İstediğin zaman yapabilir misin?
Her ne zaman yardımıma ihtiyacın olursa beni ara.
Tom dışarı çıktığında genellikle güneş gözlüğü takar.
Ne zaman dışarı çıksam şapka giyerim.
Tom ne zaman bir fırsatı olsa oraya gider.
Ne zaman istersen bana ziyarete gelebilirsin.
Bu şarkıyı ne zaman dinlesem hüzünlenirim.
Gergin olduğum zaman çok yerim.
Her ne zaman istersem Tom'un evine gidebilirim.
Ne zaman buraya gelsem, kendimi rahat hissediyorum.
Her ne zaman istersen beni görmeye gel.
Tom istediği zaman bisikletimi kullanabilir.