Examples of using "Hearing" in a sentence and their turkish translations:
İşittiğim şeyi duyuyor musun?
Sen bir şeyler duyuyorsun.
Tom işitmesini kaybetti.
Onu duymaktan bıktım.
Onu dinlemekten bıktım.
Adam: Herhangi bir şey duyduğumuz vakit, mesela insanların şarkı söylemesini...
ve deneyimlerini duyunca,
Ebeveynlerim duyabiliyor
Dişinin duyuşu çok kuvvetli.
Onun keskin bir işitmesi var.
Duyuyor musun, bebek ?
Tom'un işitme güçlüğü var.
Onun seçici işitmesi vardır.
İyi işitmem var.
Benim işitmem kötü.
Tom'un iyi işitme duyusu var.
Tom'un seçici işitmesi var.
Ben ağır işitiyorum.
- Duyma yetilerini kaybettiler.
- Sağır oldular.
İşitmeniz nasıl?
bunları dinlemek de zor olmalı.
Ve bizler bunu sürekli duyuyoruz.
...duyuşuyla hareket eder.
Bir ses duyuyorum.
Onu dinlemekten bıktım.
Zor mu duyuyorsun?
Bizden haber alacaksın.
Benden işitmiş olacaksın.
Senin çok akut işitmen var.
Tom'un duruşması nasıl geçti?
Tom'un haberini almıştım diye hatırlıyorum.
Tom'un işitme kaybı var.
Belki sadece bir şeyler duyuyorum.
Onlar hakkında bir şeyler duyduğumu hatırlıyorum.
Onun hakkında duyduğumu hatırlıyorum.
Onun hakkında duyduğumu hatırlıyorum.
Ben şimdi ne duyuyorum?
Siren sesi duymaya alışıyorum.
Beethoven yavaş yavaş işitmesini kaybetti.
Tom işitme cihazını kaybetti.
Tom zor işitir.
Tom işitmesini test ettirdi.
Kendimi dinlemeyi sevmiyorum.
Mary kendi konuştuğunu duymaktan hoşlanıyor.
Fadıl o sesleri duyuyordu.
- Tom kendi sesini dinlemekten hoşlanır.
- Tom konuşmayı sever.
İşitme testi yaptırdım.
Adam: İnsanların müzik çaldığını duyduğumuzda, bu diğer notaları duyuyoruz;
Yakında bizden haber alacaksın.
Ben onu duymaktan usandım.
O müziği bir yerde duyduğumu hatırlıyorum.
Onu duymaktan usandım.
O kötü işitmekten özürlü.
Onun köpeği ağır duyar.
Tom işitmekte zorluk çekiyor.
Duyduğuma inanamıyorum.
Tom'un işitmesi zayıflamaya başlıyor.
Herkes bu hikayeyi duymaktan usandı.
Şarkı söylemeni duymaktan her zaman zevk alıyorum.
Tom bir işitme cihazı takıyor.
Ben bir zamanlar hikayeyi duyduğumu hatırlıyorum.
Haberi duyunca bayıldı.
Duyduğuma inanmıyorum.
Duymamla ilgili hiçbir sorunum yok.
Bunu duyduğuma inanamıyorum.
Yaprak üfleyiciler işitme kaybına neden olabilir.
Avukatımdan haber alıyor olacaksın.
Ben o konuyu işitmekten bıktım.
Bu ezgiyi daha önce duyduğumu hatırlıyorum.
Kendi konuşmamı işitmekten hoşlanmıyorum.
O belli ki kendi konuştuğunu duymaktan hoşlanıyor.
Haberi duyduğunda benzi attı.
Tom hakkında duymaktan bıktım.
Tom iyi işitiyor gibi görünüyor.
Tom belli ki kendi konuştuğunu duymaktan hoşlanıyor.
Onun hepsini dinledikten sonra, o ağladı.
Tom şimdi bir işitme cihazı takıyor.
Senin mazeretlerini dinlemekten bıktım.
Bunu duymak cidden bayıyor beni.
İşitme cihazı kullanıyor musunuz?
En son ne zaman işitme testi yaptırmıştınız?
Senden haber almaya can atıyorum.
Sizden haber almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.
Ya konuşmayı kes ya da duymaya değer bir şey söyle.
Acı şekilde ağladığını duymaya katlanamam.
Çocukların keskin bir işitme duyusu var.
Dünya duyabilen insanlar için yaratıldı ama hayatım boyunca işitme engelli
RR: Ben duymakta biraz sorun yaşıyorum.
Hep duyuyoruz ama dinlemiyoruz.
Ondan sabırsızlıkla haber bekliyorum.
Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
Haberi duyduğunda, o soldu.
- Haberi işitince sarardı.
- Haberi işitince benzi sarardı.
- Haberi işitince benzi attı.