Translation of "Wheelchair" in Turkish

Tom needs a wheelchair.

Tom'un bir tekerlekli sandalyeye ihtiyacı var.

Tom uses a wheelchair.

Tom bir tekerlekli sandalye kullanır.

This is a wheelchair.

Bu bir tekerlekli sandalye.

Did you see grandpa's wheelchair?

Dedemin tekerlekli sandalyesini gördün mü?

Tom was in a wheelchair.

Tom bir tekerlekli sandalyedeydi.

Tom is in a wheelchair.

Tom bir tekerlekli sandalyede.

Tom doesn't need a wheelchair.

Tom'un bir tekerlekli sandalyeye ihtiyacı yok.

I don't need a wheelchair.

Tekerlekli sandalyeye ihtiyacım yok.

Tom got into the wheelchair.

Tom tekerlekli sandalyeye bindi.

Wheelchair access is very limited.

Tekerlekli sandalye erişimi çok sınırlıdır.

I haven't always used a wheelchair.

Hep tekerlekli sandalye kullanmadım.

Tom pushed the wheelchair down the hall.

Tom tekerli sandalyeyi koridordan aşağıya doğru itti.

Tom pushed the wheelchair into Mary's room.

Tom tekerlekli sandalyeyi Mary'nin odasına doğru itti.

Tom helped Mary get into her wheelchair.

Tom Mary'ye tekerlekli sandalyesine binmesi için yardım etti.

Tom can't get around without a wheelchair.

Tom tekerlekli sandalye olmadan gezinemiyor.

The accident forced Layla into a wheelchair.

Kaza, Leyla'yı tekerlekli sandalyeye zorladı.

Which is why I now use a wheelchair.

bu yüzden tekerlekli sandalye kullanıyorum.

He is condemned to live in a wheelchair.

Tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm.

Does an electric wheelchair require a driver's license?

Elektrikli tekerlekli sandalye bir sürücü ehliyeti gerektiriyor mu?

Can you help get me out my wheelchair?

Tekerlekli sandalyemden çıkmama yardım edebilir misin?

The hallway needs to be wide enough for a wheelchair.

Koridor tekerlekli bir sandalye için yeterince geniş olmalıdır.

Tom doesn't have enough money to buy a motorized wheelchair.

Tom motorlu tekerlekli bir sandalye satın almak için yeterli paraya sahip değil.

Do you need a license to use an electric wheelchair?

Elektrikli tekerlekli sandalye kullanmak için bir ehliyete ihtiyacın var mı?

Tom sat down on a chair next to Mary's wheelchair.

Tom, Mary'nin tekerlekli sandalyesinin yanındaki sandalyeye oturdu.

There's a woman in a wheelchair wanting to talk to you.

Tekerlekli sandalyede seninle konuşmak isteyen bir kadın var.

A young boy in a wheelchair asked Tom what time it was.

Tekerlekli sandalyedeki küçük çocuk Tom'a saati sordu.

The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair.

Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.

The old man in the wheelchair told me that he knew my mother when she was a teenager.

Tekerlekli sandalyedeki yaşlı adam bana annemi gençken tanıdığını söyledi.

In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around.

Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.