Translation of "Walks" in Turkish

0.041 sec.

Examples of using "Walks" in a sentence and their turkish translations:

She walks.

Yürüyor.

Tom walks.

Tom yürür.

He walks.

O yürüyor.

Tom walks slowly.

Tom yavaşça yürür.

He walks slowly.

- O, yavaşça yürüyor.
- Ağır yürür.
- Yavaş yürür.

He walks fast.

O, hızlı yürür.

Tom walks quickly.

Tom hızla yürür.

Tom walks fast.

Tom hızlı yürür.

Maria walks slowly.

Maria yavaş yürür.

He walks quickly.

O çabucak yürür.

My father walks.

- Babam yürüyüş yapar.
- Babam yürüyor.

Tom walks home.

Tom eve yürür.

- Tom likes taking walks.
- Tom likes going for walks.

Tom yürüyüşe çıkmayı sever.

- Tom very seldom walks anywhere.
- Tom very rarely walks anywhere.

Tom çok nadiren bir yere yürür.

He walks, I walk.

O yürüyor, ben de yürüyorum.

He likes taking walks.

O yürüyüş yapmayı sever.

I like taking walks.

Yürüyüş yapmayı severim.

Nobody walks in LA.

Los Angeles'ta hiç kimse yürümez.

Tom walks very slowly.

Tom çok yavaş yürür.

Tom walks to school.

- Tom okula yürüyerek gider.
- Tom okula yayan gider.

He walks on crutches.

Koltuk değnekleriyle yürüyor.

Tom walks too slow.

Tom çok yavaş yürür.

Tom never walks barefoot.

Tom asla yalın ayak yürümez.

She walks to work.

O işe yürüyor.

Tom walks to work.

Tom işe yürüyerek gider.

She walks to school.

O okula yürür.

Tom walks the dog.

Tom köpeği gezdirir.

Tom never walks anywhere.

Tom asla hiçbir yere yürüyerek gitmez.

Tom seldom walks anywhere.

Tom nadiren her yere yürür.

Tom rarely walks anywhere.

- Tom nadiren her yere yürür.
- Tom herhangi bir yere nadiren yürür.

Tom usually walks home.

Tom genellikle eve yürür.

He walks very slowly.

- Çok yavaş yürüyor.
- Yürümesi çok yavaş.

Tom walks a lot.

Tom çok yürür.

- Tom likes taking walks by himself.
- Tom likes to take walks by himself.
- Tom likes to take walks alone.

Tom tek başına yürüyüş yapmayı sever.

He must like taking walks.

O yürümekten hoşlanıyor olmalı.

She usually walks to school.

O, genellikle okula yürür.

Tom always walks to school.

Tom her zaman okula yürüyerek gider.

Tom often walks to school.

Tom okula sık sık yürür.

Tom walks faster than Mary.

Tom Mary'den daha hızlı yürür.

Tom sometimes walks to work.

Tom bazen işe yürüyerek gider.

Tom usually walks to school.

Tom genellikle okula yürür.

Tom walks with a cane.

Tom bir sopayla yürür.

Tom walks like a zombie.

Tom bir zombi gibi yürüyor.

Masako usually walks to school.

Masako okula genellikle yürüyerek gider.

He often walks to school.

O sık sık okula yürür.

We take long walks together.

Birlikte yürüyüşe çıkarız.

Tom sometimes walks to school.

Tom bazen okula yürür.

Tom hardly ever walks anywhere.

Tom neredeyse herhangi bir yere yürümez.

She always walks to school.

- O, her zaman okula yürür.
- Okula her zaman yürür.

Tom walks with a limp.

Tom topallayarak yürür.

He walks in the park.

O, parkta yürüyor.

Tom almost never walks anywhere.

Tom neredeyse hiçbir yere yürümez.

Tom rarely ever walks anywhere.

Tom bir yere yürüyerek çok nadir gider.

Tom likes going for walks.

- Tom yürüyüş yapmayı sever.
- Tom yürüyüşe çıkmaktan hoşlanır.

But Maddie walks across the yard,

Ancak Maddie avludan karşıya geçti,

He walks his dog every morning.

O, her sabah köpeğini gezdirir.

He always walks with a rifle.

O, her zaman bir tüfek ile yürür.

Tom likes taking walks at night.

Tom gece yürüyüşler yapmayı sevmez.

There's something wonderful about night walks.

Gece yürüyüşleri hakkında harika bir şey var.

My sister usually walks to school.

Kız kardeşim genellikle okula yürür.

Tom walks his dog every morning.

Tom her sabah köpeğini gezdirir.

The dog walks around the table.

Köpek masanın etrafında dolaşıyor.

She walks at a slow pace.

O yavaş yürüyor.

Tom walks in a strange way.

Tom garip bir biçimde yürüyor.

Tom usually walks home from work.

Tom genellikle işten eve yürür.

Tom usually walks home from school.

Tom genellikle okuldan eve yürür.

Sometimes he runs, sometimes he walks.

O bazen koşar, bazen yürür.

Tom walks with a slight limp.

Tom hafif bir topallama ile yürür.

Tom likes taking walks by himself.

Tom tek başına yürüyüş yapmayı sever.

Tom almost always walks to work.

Tom hemen hemen her zaman işe yürüyerek gider.

Tom likes taking walks with Mary.

Tom Mary ile yürümekten hoşlanır.

Tom sometimes walks in his sleep.

Tom bazen uykusunda yürür.

Tom sometimes walks home from work.

Tom bazen işten eve yürür.

Tom walks to school every day.

Tom her gün okula yürüyor.

Tom walks three miles a day.

- Tom günde üç mil yürüyor.
- Tom günde üç mil yürür.

He likes taking walks by himself.

Tek başına yürüyüş yapmayı sever.

Tom walks 10,000 steps per day.

Tom günde 10.000 adım yürüyor.

Tom walks to school every morning.

Tom her sabah okula yürüyerek gider.

Tom walks to work every day.

Tom işe her gün yürüyerek gidiyor.

He walks in the park every morning.

O, her sabah parkta yürür.

Tom has been taking walks at night.

Tom geceleri yürüyüş yapıyor.

She likes to go for solitary walks.

O, yalnız başına yürüyüşe çıkmayı sever.

Tom often walks Mary home from school.

Tom, Mary'yle sık sık okuldan eve yürür.

Tom usually walks to school with Mary.

Tom genellikle Mary ile birlikte okula yürür.

I go out for walks after dinner.

Akşam yemeğinden sonra yürüyüş için dışarı çıkarım.

Tom and Mary often take walks together.

Tom ve Mary birlikte sık sık yürüyüş yaparlar.

Tom enjoyed going for walks with Mary.

Tom Mary ile yürüyüşe çıkmaktan keyif alırdı.

I enjoy long walks on the beach.

Plajda uzun yürüyüşler yapmaktan keyif alırım.

Tom likes to take walks by himself.

Tom tek başına yürüyüş yapmayı sever.

Kate's father walks home from the station.

Kate'in babası istasyondan eve yürür.

Amy walks to the station every morning.

Amy her sabah istasyona yürür.