Translation of "Visitors" in Turkish

- I'm expecting visitors.
- I am expecting visitors.

Ziyaretçiler bekliyorum.

Visitors are welcome.

Ziyaretçiler bekleniyor.

We have visitors.

Ziyaretçilerimiz var.

You have visitors.

Ziyaretçilerin var.

I don't want visitors.

Ziyaretçileri istemiyorum.

The children are visitors.

Çocuklar ziyaretçidirler.

These are our visitors.

Bunlar bizim ziyaretçilerimiz.

We weren't expecting visitors.

Ziyaretçi beklemiyorduk.

I wasn't expecting visitors.

Ziyaretçi beklemiyordum.

I rarely get visitors.

Ben nadiren ziyaretçi alırım.

Tom wasn't expecting visitors.

Tom ziyaretçi beklemiyordu.

All visitors are welcome.

Tüm ziyaretçilere açığız.

We don't get visitors.

Biz ziyaretçi almıyoruz.

Let's greet our visitors.

Ziyaretçilerimizi selamlayalım.

We had unexpected visitors.

Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.

The kids are visitors.

Çocuklar ziyaretçilerdir.

Sami welcomed the visitors.

Sami ziyaretçileri ağırladı.

Don't have any visitors.

Ziyaretçi kabul etmeyin.

She receives lots of visitors.

O çok sayıda ziyaretçi alır.

Do you get many visitors?

Çok ziyaretçi alıyor musun?

Does Tom get many visitors?

Tom birçok ziyaretçi alıyor mu?

I had no visitors today.

Bugün hiç ziyaretçim yoktu.

We treat all visitors alike.

Biz bütün ziyaretçilere aynı davranırız.

I don't get many visitors.

- Pek ziyaretçim olmaz.
- Fazla misafirim olmaz.
- Çok gelen gidenim olmuyor.

We don't get many visitors.

Çok fazla ziyaretçimiz olmaz.

Has Tom had many visitors?

Tom'un çok ziyaretçisi var mıydı?

Has Tom had any visitors?

Tom'un hiç ziyaretçisi var mıydı?

Are you expecting any visitors?

Hiç ziyaretçi bekliyor musun?

We're not used to visitors.

Biz ziyaretçilere alışık değiliz.

We had some visitors yesterday.

Dün bazı ziyaretçilerimiz vardı.

Few visitors could see him.

Az sayıda ziyaretçi onu görebildi.

No visitors are permitted here.

Burada ziyaretçilere izin verilmez.

Visitors and guests are welcome.

Ziyaretçiler ve misafirlerimiz hoş karşılanıyor.

Sami isn't taking any visitors.

Sami hiç ziyaretçi almıyor.

Sami chatted to the visitors.

Sami ziyaretçilerle sohbet etti.

- We don't get many visitors here.
- We don't get many visitors down here.

Biz buraya çok ziyaretçi almıyoruz.

- We don't get many visitors here.
- We don't get many visitors around here.

Biz buralarda çok ziyaretçi almayız.

Visitors may not feed the animals.

Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.

How many visitors does Tatoeba have?

Tatoeba'nın kaç ziyaretçisi var?

We don't get many visitors here.

Biz buraya çok ziyaretçi almıyoruz.

Tom poured tea for his visitors.

Tom ziyaretçileri için çay doldurdu.

Our visitors are at the door.

Ziyaretçilerimiz kapıdalar.

I have no time for visitors.

Ziyaretçiler için zamanım yok.

All visitors are subject to inspection.

Tüm ziyaretçiler denetimine tabidir.

Visitors were few at the museum.

Müzedeki ziyaretçiler azdı.

Tom probably doesn't get many visitors.

Tom muhtemelen pek fazla ziyaretçi almaz.

Visitors to Switzerland admire the Alps.

İsviçre'ye gelen ziyaretçiler Alp dağlarına hayran kalırlar.

The zoo is crowded with visitors.

Hayvanat bahçesi ziyaretçilerle doludur.

I didn't have very many visitors.

Çok fazla ziyaretçim yoktu.

Tom isn't used to having visitors.

Tom ziyaretçiler kabul etmeye alışkın değil.

Sami greeted visitors at the reception.

Sami resepsiyonda ziyaretçileri karşılıyordu.

The visitors were greeted with warm handshakes.

Ziyaretçiler, sıcak el sıkışma ile karşılandılar.

The villagers were kind to their visitors.

Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.

Suzanne greeted her visitors at the door.

Suzanne ziyaretçilerini kapıda karşıladı.

We had a lot of visitors yesterday.

Dün bir sürü ziyaretçimiz vardı.

She wrote a book about the visitors.

O, ziyaretçiler hakkında bir kitap yazdı.

We didn't have many visitors this summer.

Bu yaz pek ziyaretçimiz yoktu.

He looks forward to having 200 visitors.

O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor.

Tom isn't yet ready to receive visitors.

Tom henüz ziyaretçi kabul etmek için hazır değil.

Tom greeted his visitors at the door.

Tom ziyaretçilerini kapıda karşıladı.

Fish and visitors stink after three days.

Balıklar ve ziyaretçiler üç gün sonra kokuyor.

- I thought Tom wasn't allowed to have visitors.
- I thought that Tom wasn't allowed to have visitors.

Tom'un ziyaretçi almasına izin verilmediğini düşündüm.

In addition, my company had visitors from Africa.

Bir gün, Afrikalılar şirketimi ziyaret etti.

A starfish. One of tonight's most voracious visitors.

Bir denizyıldızı. Bu akşamın en açgözlü ziyaretçilerinden.

Our visitors are sitting in the living room.

Ziyaretçilerimiz oturma odasında oturuyor.

Visitors are requested not to touch the exhibits.

Ziyaretçilerin sergilere dokunmaması rica olunur.

A guide conducted the visitors round the museum.

Müzeyi turistlere bir rehber gösterdi.

He realized that the visitors had tricked him.

Ziyaretçilerin, kendisini aldattığının farkına vardı.

I'm not allowed to have visitors this week.

Bu hafta ziyaretçi almama izin verilmiyor.

Tom and Mary are expecting visitors this evening.

Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar.

Often visitors give cash donations to assist our project.

Ziyaretçiler, projemize destek olmak için genellikle para yardımında bulunuyor.

We will have some visitors one of these days.

Bugünlerde bazı ziyaretçilerimiz olacak.

All the visitors went back home one after another.

Tüm ziyaretçiler birbiri ardına eve gitti.

Visitors to that town increase in number year by year.

Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.

We take all the company visitors to the meeting room.

Bütün şirket ziyaretçilerini toplantı odasına alıyoruz.

- We have guests.
- We have visitors.
- We have some houseguests.

Misafirlerimiz var.

Visitors to the palace can still see this tennis court today.

Saray ziyaretçileri bugün hala bu tenis kortunu görebilirler.

Visitors to the zoo are not allowed to feed the animals.

Hayvanat bahçesine gelen ziyaretçilere hayvanları beslemek için izin verilmez.

The number of visitors to Singapore has increased year by year.

Singapur'a gelen ziyaretçi sayısı yıldan yıla artmıştır.

Kyoto gets thousands of visitors from all over the world each year.

Her yıl Kyoto, dünyanın her tarafından binlerce ziyaretçi ağırlar.

The clinic allowed only two visitors per patient at any one time.

Klinik, bir seferde hasta başına iki ziyaretçiye izin verdi.

The visitors waited in a long line to get into the museum.

Ziyaretçiler müzeye girmek için uzun bir kuyrukta beklediler.

Tom only had a few visitors when he was in the hospital.

Tom hastanedeyken sadece birkaç ziyaretçisi vardı.

Nine the number of visitors, and by eight the size of its economy,

turist sayısını dokuza, ekonomisini ise sekize katladı.

To international visitors) and that it surpasses epicenters of tourism and global trade such

olduğunu ve turizm ve küresel ticaret merkezleri olan

The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.

Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.

Visitors are usually asked to remove their shoes before they enter a Japanese house.

Genellikle bir Japon evine girmeden önce ziyaretçilerin ayakkabılarını çıkarmaları istenir.

(“To give you an idea, to accommodate all these visitors, in 2017 Dominican hotels opened

(“Size bir fikir vermek, herkese uyum sağlamak için Bu ziyaretçiler, 2017 yılında Dominik otelleri açıldı

What with the visitors and all the extra housework, I've had a very busy week.

Konuklar ve fazla ev işi nedeniyle, çok hareketli bir hafta geçirdim.

- A guide conducted the visitors round the museum.
- A guide showed the tourists the museum.

Müzeyi turistlere bir rehber gösterdi.

At the entrance of a Japanese house, visitors are generally asked to take off their shoes.

Bir Japon evinin girişinde ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkartmaları istenir.