Translation of "Visited" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Visited" in a sentence and their turkish translations:

- I visited Boston.
- I've visited Boston.

Boston'u ziyaret ettim.

- Tom visited Australia.
- Tom has visited Australia.

Tom Avustralya'yı ziyaret etti.

- I've visited Boston, too.
- I've visited Boston as well.
- I've also visited Boston.

Boston'u da ziyaret ettim.

- I visited the barbershop.
- I visited the hairdresser.

Berber dükkanını ziyaret ettim.

- She has never visited him.
- He has never visited him.
- He has never visited her.
- She has never visited her.

- O asla onu ziyaret etmedi.
- O, onu hiç ziyaret etmedi.

I visited Sloviansk.

Ben Sloviansk'ı ziyaret ettim.

I visited Dan.

Ben Dan'ı ziyaret ettim.

We visited Corfu.

Biz Korfu'yu ziyaret ettik.

She visited Boston.

Boston'u ziyaret etti.

They visited us.

Bizi ziyaret ettiler.

I've visited Nara.

Nara'yı ziyaret ettim.

Datu visited Alvin.

Datu, Alvin'i ziyaret etti.

Tom visited Mary.

Tom, Mary'yi ziyaret etti.

He visited Boston.

O, Boston'u ziyaret etti.

Tom visited Boston.

Tom, Boston'u ziyaret etti.

Mary visited Boston.

Mary Boston'u ziyaret etti.

We visited Boston.

Biz Boston'u ziyaret ettik.

They visited Boston.

Onlar Boston'u ziyaret etti.

We visited Tom.

Biz Tom'u ziyaret ettik.

He visited Tehran.

O, Tahran'ı ziyaret etti.

I visited Australia.

Avustralya'yı ziyaret ettim.

They visited Italy.

İtalya'yı ziyaret ettiler.

They visited Mexico.

Meksika'yı ziyaret ettiler.

They visited Belarus.

Beyaz Rusya'yı ziyaret ettiler.

You visited Malta.

- Malta'yı ziyaret ettiniz.
- Malta'yı ziyaret ettin.

You visited Madagascar.

Madagaskar'ı ziyaret ettin.

You visited Israel.

İsrail'i ziyaret ettin.

I've visited Boston.

Boston'u ziyaret ettim.

- You should've visited Boston.
- You should have visited Boston.

Boston'u ziyaret etmeliydin.

- I've visited Boston twice.
- I've visited Boston two times.

- Boston'a iki kez gittim.
- Boston'u iki kez ziyaret ettim.

- I've visited Boston before.
- I have visited Boston before.

Boston'u daha önce ziyaret ettim.

- I visited my father's grave.
- I've visited my father's grave.

Babamın mezarını ziyaret ettim.

She visited the teacher.

O, öğretmeni ziyaret etti.

He visited Italy before.

O, daha önce İtalya'yı ziyaret etti.

They visited me occasionally.

Onlar beni ara sıra ziyaret ettiler.

The Pope visited Brazil.

Papa Brezilya'yı ziyaret etti.

Tom visited Mary's grave.

Tom, Mary'nin mezarını ziyaret etti.

Mary has visited Hungary.

- Mary Macaristan'a gitti.
- Mary Macaristanı ziyaret etti.

Someone visited her yesterday.

Biri onu dün ziyaret etti.

I've visited Boston twice.

Boston'u iki kez ziyaret ettim.

Tom never visited Mary.

Tom asla Mary'yi ziyaret etmedi.

He occasionally visited me.

O, zaman zaman beni ziyaret etti.

Mary visited her grandmother.

Mary büyükannesini ziyaret etti.

He visited a friend.

O, bir arkadaşını ziyaret etti.

Tom visited Mary first.

Tom ilk olarak Mary'yi ziyaret etti.

Tom visited us yesterday.

Tom dün bizi ziyaret etti.

I visited him recently.

Geçenlerde onu ziyaret ettim.

Tom visited Mary yesterday.

Tom dün Mary'yi ziyaret etti.

Tom visited four countries.

Tom dört tane ülkeyi ziyaret etti.

He never visited him.

O onu hiç ziyaret etmedi.

Tom has visited Boston.

Tom Boston'u ziyaret etti.

He visited Kyoto twice.

Kyoto'yu iki kez ziyaret etti.

I visited Tony yesterday.

Dün Tony'yi ziyaret ettim.

I have visited America.

Amerika'yı ziyaret ettim.

She visited me regularly.

O beni düzenli olarak ziyaret etti.

I visited Tom yesterday.

Dün Tom'u ziyaret ettim.

Tom visited me regularly.

Tom beni düzenli olarak ziyaret etti.

Tom visited a friend.

Tom bir arkadaşını ziyaret etti.

Sami visited Buckingham Palace.

Sami, Buckingham Sarayı'nı ziyaret etti.

I've never visited Boston.

Boston'u hiç ziyaret etmedim.

They visited the capital.

Onlar başkenti ziyaret ettiler.

Sami visited pornographic websites.

- Sami pornografik web sitelerini ziyaret etti.
- Sami pornografik web sitelerini ziyaret ediyordu.

Sami visited fetish websites.

- Sami fetiş web sitelerini ziyaret etti.
- Sami fetiş web sitelerini ziyaret ediyordu.

We visited Boston together.

Biz Boston'u birlikte ziyaret ettik.

I've visited Boston once.

Boston'u bir kez ziyaret ettim.

I've just visited Boston.

Ben Boston'u yeni ziyaret ettim.

I also visited Boston.

Ben Bosto'nu da ziyaret ettim.

Sami visited a brothel.

Sami bir genelevi ziyaret etti.

Sami visited Layla again.

- Sami, Leyla'yı yine ziyaret etti.
- Sami, Leyla'yı tekrar ziyaret etti.

Sami visited a counselor.

Sami bir danışmanı ziyaret etti.

Sami visited the cemetery.

Sami mezarlığı ziyaret etti.

They've never visited Australia.

Onlar Avustralya'yı hiç ziyaret etmediler.

I've never visited Australia.

Avustralya'yı hiç ziyaret etmedim.

Have you visited Australia?

Avustralya'yı ziyaret ettin mi?

I visited the hairdresser.

- Kuaförü ziyaret ettim.
- Berberi ziyaret ettim.

I've already visited Australia.

Avustralya'yı çoktan ziyaret ettim.

Sami visited a mosque.

Sami bir camiyi ziyaret etti.

I've also visited Australia.

Ayrıca Avustralya'yı ziyaret ettim.

- He has visited France three times.
- He visited France three times.

Fransa'yı üç kez ziyaret etti.

- I know Tom visited Boston.
- I know that Tom visited Boston.

- Tom'un Boston'a gittiğini biliyorum.
- Tom'un Boston'u ziyaret ettiğini biliyorum.

- Sami visited Al-Masjid an-Nabawi.
- Sami visited the Prophet's Mosque.

Sami Mescidinebevi'yi ziyaret etti.

- I visited a museum today.
- I have visited a museum today.

Bugün bir müzeye gittim.

- I visited her on Sunday morning.
- I visited him on Sunday morning.

Pazar sabahı onu ziyaret ettim.

- I visited Canada long ago.
- I visited Canada a long time ago.

Uzun süre önce Kanada'yı ziyaret ettim.

- I just heard you visited him.
- I just heard you visited her.

Az önce onu ziyaret ettiğini duydum.

- Tom has visited many countries.
- Tom has visited a lot of countries.

Tom birçok ülkeyi ziyaret etti.

I visited Paris in Europe.

Avrupa'da Paris'i ziyaret ettim.

Perry visited Uraga in 1853.

- Perry 1853 yılında Uraga'yı ziyaret etti.
- Perry 1853'te Uraga'yı ziyaret etti.

You should have visited Kyoto.

Kyoto'yu ziyaret etmeliydin.

I visited my grandmother's house.

Ben büyükannemin evini ziyaret ettim.