Examples of using "Troubles" in a sentence and their turkish translations:
HİNDİSTAN'IN ANA SORUNLARI
Ne seni rahatsız ediyor?
Tom'un sıkıntıları henüz bitmedi.
Benim canımı sıkıyor.
Onun davranışı bizi rahatsız ediyor.
Onun pek çok sorunu var.
Beni rahatsız eden bu.
Tom'un sorunları mali değildi.
Benim menopozla ilgili sorunlarım var.
Dertlerimiz bitmedi.
Tom'un yasal sorunları henüz bitmedi.
Peki dertler bitti mi?
Onların kendi sorunları var.
Kesinlikle sıkıntılarımız olacak.
Onun sorunları bitmedi.
Sıkıntıların henüz başlıyor.
Tom'un sıkıntıları sadece başlıyor.
Bu, sıkıntılarıma ekleme yapıyor.
Umarım dertlerimiz biter.
O beni rahatsız ediyor.
Ama onların sıkıntıları henüz bitmedi.
Oysa, onun sıkıntıları bitmedi.
- Yeni hükümetin malî sorunları var.
- Yeni hükümet mali sıkıntılar yaşıyor.
- Yeni hükümetin finansal sorunları var.
- Yeni hükümet finansal sıkıntı yaşıyor.
Seni neyin rahatsız ettiğini biliyorum, Tom.
Tom'un sıkıntıları çok uzak.
Ama henüz yolun çok başında.
- Elin derdi seni mi gerdi?
- Dert sana dert oluncaya kadar, derdi dert etme.
Bir şey söyle. Ani sessizliğin beni rahatsız ediyor.
O her zaman küçük şeyler hakkında kendini rahatsız eder.
Bugün çok zorluk yaşadım.
Başkalarının sorunları bizimdir.
Dikkatli ol. Bir zorluk istemiyorum.
Ama, ironik bir şekilde, asıl sıkıntıları daha yeni başlıyor.
Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur.
Tom'un sorunları bitmedi.
John ve ben sorunlarımızı hallettik.
Samimi arkadaşlar olarak, sorunlarımızı tartışmalıyız.
Onların sorunlarıyla ilgili yapacak bir şeyim yok.
Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır.
Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum
Onun sıkıntılarını bir kenara koyman daha iyi olurdu.
O, geçmişin sorunlarını arkasında bıraktı.
Tüm sıkıntılara rağmen katlandık.
Ailemizin tüm sorunlarından ayrı yaşıyordu.
Bazı sıkıntılarınız varsa onunla görüşmenizi öneririm.
Bu zalim dünyada hiçbir şey sonsuz değildir, dertlerimiz bile.
Fadıl, sorunlarınızı paylaşmak için gideceğiniz kişidir.
En iyi durumda bile hayat sadece bir dertler deryasıdır.
Bir süre sorunlarını unut ve bizimle akşam yemeği yemeye gel.
Parktaki bir yürüyüşün zihnimizi sıkıntılarımızdan alabileceğini düşündüm.
Hem mutlu zamanlar hem de üzgün zamanlar boyunca seninle kalacağım.