Examples of using "Tradition" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir gelenek.
Bu bir aile geleneği.
Çok eski nesillere dayanan bir gelenek bu.
Şamanizm geleneğidir
Tamamen şamanizm geleneğidir
O bir gelenekti.
O geleneği seviyorum.
- Bu aptalca bir gelenek.
- O aptalca bir gelenek.
Bu gelenek bugün devam ediyor.
Gelenek her zaman haklıdır.
Bu gelenek saçmalık.
Bu bir Şaman geleneğidir
O eski gelenek kayboldu.
Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.
Bu eskiden kalma bir gelenek.
Bu gelenek Çin'den kaynaklanır.
Bu bir Türk geleneğidir.
Bu bir aile geleneği.
O eski bir İrlanda geleneği.
Favori tatil geleneğin nedir?
Yine bu bir Şaman adetidir
Geleneklere saygılı olmalıyız.
Moda tasarımcıları geleneği bozuyor.
Mezmurlar Yahudi geleneğinden geliyorlar.
Bu bir yıllık bir gelenek oldu.
Geleneğe göre, Homer kördü.
İslami bir gelenek gibi görünse de
Şamanizm'e göre ise bir gelenektir
Burada kamu açığı neredeyse bir gelenek.
Bu gelenek babadan oğula geçer.
Geleneğe göre, Homer görme özürlüydü.
Bu gelenek birçok evde uygulanır.
Bu, burada Boston'da yıllık bir gelenektir.
Bu tam aksine bir Şaman adetidir
O, eski geleneğe sırtını döndü.
Sözlü gelenek yüzlerce yıldır vardır.
Bu gelenek nesilden nesile geçirildi.
Ölünün kırkının çıkması İslami bir gelenek değildir
Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
Burgundy'li soylu bir ailede doğdu . 15 yaşındayken,
Onlar savaşta ölenleri askeri geleneğe uygun olarak gömdüler.
endüstriyel geleneğe sahipti, iyi eğitimli bir toplumu ve hepsinden öte, kanun gücü
O, eski geleneklere sırtını döndü.
Nagazaki ve Hiroşimanın nükleer bombalamalarından itibaren, Japonya saygılı ve barışçı bir geleneği sürdürmüştür.
fakat Ayasofya camiye çevrildikten sonra artık camilere kubbe yapmak bir gelenek haline geliyor
Geleneksel olarak bir nisanda insanlar birbirlerine şakalar yaparlar.