Translation of "Tourist" in Turkish

tourist boom.

turist patlaması.

- I am a tourist.
- I'm a tourist.

Ben bir turistim.

- I'm just a tourist.
- I'm a mere tourist.

Ben sadece bir turistim.

- I'm a tourist, too!
- I'm a tourist, too.

Ben de bir turistim!

"You look like a tourist." "But I am a tourist!"

"Sen bir turiste benziyorsun." "Fakat ben bir turistim!"

The classic tourist move.

klasik bir turist hareketiydi.

I'm just a tourist.

Ben sadece bir turistim.

It's a tourist trap.

Bu bir turist tuzağı.

I'm not a tourist.

Ben bir turist değilim?

It's a tourist area.

Bu bir turist alanı.

I'm a mere tourist.

Ben sadece bir turistim.

Tom isn't a tourist.

Tom bir turist değil.

Tom wasn't a tourist.

Tom turist değildi.

Are you a tourist?

Sen turist misin?

- It's a popular tourist destination.
- It is a popular tourist destination.

Orası popüler bir turizm merkezidir.

I have a tourist visa.

Benim bir turist vizem var.

I came as a tourist.

Ben turist olarak geldim.

It's a major tourist attraction.

O önemli bir turistik çekicilik.

The tourist unfolded his map.

Turist haritasını serdi.

I'm here as a tourist.

Bir turist olarak buradayım.

You look like a tourist.

Turist gibi görünüyorsun.

Spain is a tourist country.

İspanya turistik bir ülkedir.

Mary is a tourist guide.

Mary bir turist rehberidir.

Kyoto depends on the tourist industry.

Kyoto turizm sektörüne bağımlıdır.

Where is the tourist information office?

Turizm danışma bürosu nerede?

Hawaii is a popular tourist resort.

Hawaii popüler bir turizm beldesidir.

I would like a tourist visa.

Bir turist vizesi istiyorum.

I work in a tourist agency.

Ben bir turizm acentesinde çalışıyorum.

The tourist bus crossed the border.

Turist otobüsü sınırı geçti.

This is a popular tourist spot.

Burası popüler bir turistik noktadır.

There is a small tourist industry.

Küçük bir turizm sektörü vardır.

The wounded woman was a Brazilian tourist.

Yaralı kadın Brezilyalı bir turistti.

Mary once worked as a tourist guide.

Mary bir zamanlar turist rehberi olarak çalışmıştı.

The injured woman was a Brazilian tourist.

Yaralı kadın Brezilyalı bir turistti.

This beach is a popular tourist spot.

Bu plaj popüler bir turistik noktadır.

Saudi Arabia does not issue tourist visas.

Suudi Arabistan turist vizeleri çıkarmamaktadır.

Almost every tourist carries a camera with him.

Neredeyse her turist yanında bir kamera taşır.

Stop taking pictures. You look like a tourist.

Fotoğraf çekmeyi durdur. Turist gibi görünüyorsun.

Tom didn't want to look like a tourist.

Tom bir turiste benzemek istemiyordu.

In the tourist season, many hotels raise prices.

Turizm sezonunda birçok otel, fiyatları yükseltir.

I don't want to look like a tourist.

Bir turist gibi görünmek istemiyorum.

The old city is a popular tourist destination.

Eski şehir popüler bir turistik yerdir.

We are here, at the tourist office, you see?

Biz buradayız, turizm bürosunda, görüyorsun?

The Grand Canyon is a well-known tourist destination.

Büyük Kanyon tanınmış bir turistik mekandır.

"What's the purpose of your visit?" "I'm a tourist."

"Ziyaretinizin amacı nedir?" "Ben bir turistim."

What is there to see in Nantes for a tourist?

Bir turist için Nantes'te görmek için ne var?

The city is gaining popularity as a major tourist destination.

Kent, önemli bir turistik yer olarak rağbet kazandı.

The tourist office is open from nine o'clock to one o'clock.

Turizm bürosu, saat dokuzdan saat bire kadar açıktır.

But don't think that Uruguay is going to be a tourist destination

Ama Uruguay'ın, turistlerin kafayı bulmak için ziyaret edeceği

The tourist information center gave a city map to whoever asked it.

Turist danışma merkezi isteyen herkese bir şehir haritası verdi.

Midnight! -- says this Hungarian tourist. It's time to visit the Eiffel Tower.

Bu Macar turist "Geceyarısı!" der. Eyfel Kulesini ziyaret zamanı.

Tom spent most days begging for money in front of tourist attractions.

Tom çoğu günleri turistik yerlerin önünde para istemek için harcadı.

It’s major tourist destination with the largest economy and even the highest mountain

İle büyük turistik yer en büyük ekonomi ve hatta en yüksek dağ

The Chinese authorities declare the Dominican Republic as a tourist destination for its

Çin makamları Dominik'i ilan etti Cumhuriyet için bir turizm merkezi olarak

The purpose of our trip is to visit friends and see some tourist spots.

Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.

The American tourist insisted on gelato, for he was too hipstery for regular ice cream.

Amerikalı turist İtalyan stili dondurmada ısrar etti, zira o normal dondurma için çok yenilikçi idi.

The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged.

Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.