Examples of using "Tidal" in a sentence and their turkish translations:
Onlar tsunami ile ilgili uyarılmadılar.
Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.
Endonezya'nın Lembeh Boğazı'ndan geçen gelgit suları
Geçen yıl Flipinlerde, depremler ve deprem dalgaları 6000'den fazla kişinin ölümüne sebep oldu.
Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.
Bir Florida şehri sokaklardaki tuzlu suyu emmek için vakum hortumları ile donatılmış tanker kamyonları göndererek düzenli gelgit sel baskınına karşılık veriyor.