Translation of "Immense" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Immense" in a sentence and their turkish translations:

immense intuitive insecurity

muazzam yapıda yuvaları çözülemeyen sezgileri

His workload was immense,  

İş yükü

The possibilities are immense.

- İmkânlar çok fazladır.
- Olasılıklar çok fazladır.

That play was an immense success.

- O oyun çok büyük bir başarı elde etti.
- O oyun büyük bir başarıydı.

We've made immense sacrifices to act locally ...

Yerel hareket edebilmek için muazzam fedakârlıklar yaptık

We need the immense network of limitless connections,

Sürdürülebilir ürünlerden yararlanmak için yerel pazarlara

At the coast, tidal changes can be immense.

Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.

He left an immense fortune to his children.

Çocuklarına çok büyük bir servet bıraktı.

The earthquake caused a tsunami of immense size.

Deprem muazzam büyüklükte bir tsunamiye neden oldu.

It was almost too late. But with immense skill,  

Neredeyse çok geçti. Ancak muazzam bir beceriyle,

Sailors spend weeks or months in the immense ocean.

Denizciler engin okyanusta haftalar ya da aylar harcarlar.

She seems to take immense pleasure in playing with children.

O, çocuklarla oynamaktan çok büyük zevk alıyor gibi görünüyor.

Wielding immense influence over the hearts and minds of the future.

kalp ve beyinlere çok büyük etki yapacak emsalsiz gücünü alkışlarız.

An immense monument was erected in honor of the eminent philosopher.

Büyük filozofun şerefine muazzam bir anıt dikildi.

- I illuminate myself with immensity.
- I flood myself with light of the immense.

Ben kendimi sınırsızlıkla aydınlatıyorum.

Napoleon also discovered that his chief of staff  possessed immense personal qualities – a heroic  

Napolyon ayrıca, genelkurmay başkanının muazzam kişisel niteliklere sahip olduğunu keşfetti -

Immense amount of valuables were taken, as well as vast quantities of supplies and cattle.

Büyük miktarlarda değerli malzeme, erzak ve sığır elde edildi.

Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches.

Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.

Be a great place to go next, as it examines the immense technical challenges faced by

uyandırırsa, burası ayın yol açtığı muazzam teknik zorlukları

Polar bears use their immense strength to break through the surface. But at least two-thirds of hunts will end in failure.

Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.