Examples of using "There'll" in a sentence and their turkish translations:
Daha fazla olacak.
Sorun olacak.
Bir sorun olacaktır.
- İkinci şans olmayacak.
- İkinci bir fırsat olmayacak.
Değişikler olmak zorunda olacak.
Zorluklar olacağını biliyoruz.
Hiçbir sorun olmayacağından eminim.
Bir sürü gider olacak.
Öldürme olmayacığını umuyorum.
Saat beşte kahve ve kek olacak.
Bazı değişiklikler yapılmak zorunda olacak.
Yarına kadar daha fazla sorun olmayacak.
Gelecek hafta yeni bir ay olacak.
Hava tahmini sağanaklar olacağını söylüyor.
Gerçekten herhangi bir sorun olacağını sanmıyorum.
Sorun olacak.
Daha sonra onun için çok zaman olacak.
Kaç kişi olacağını düşünüyorsun?
Her zaman korumamıza ihtiyacı olacak biri olacaktır.
Merak etmeyin. Dolaşmak için çok yer olacak.
Daha sonra sorular için çok zaman olacak.
Bundan pişman olacağın bir gün gelecek.
Konuşmak için daha sonra bol vakit olacak.
Bunu yapmaktan pişman olacağın bir gün gelecek.
Buradan gara giden bir taksi kesinlikle bulunur.
Şimşek yoksa gök gürültüsü de olmayacaktır.
Umarım partide tanıdığım insanlar olur.
Hava tahmini göre, daha fazla yağmur gelmek üzere.
Evde kimse olmayacak.
Taksi beklemek ne kadar zaman sürer?
Herhangi bir sorun olacağını sanmıyorum.
Bu yıl geçen yıla göre daha fazla kar olup olmayacağını merak ediyorum.
Reçete edilmiş ilacınızı içki içerken almanızın herhangi bir yan etkisi olup olmayacağını kontrol etmeniz tavsiye edilir.
Tom savaşların hiç olmayacağı günün geleceğine inanıyor.
Fakire ekmek yoksa zengine de huzur yok.