Translation of "Straighten" in Turkish

0.171 sec.

Examples of using "Straighten" in a sentence and their turkish translations:

- Straighten up.
- Straighten up!

Doğru otur.

Straighten up!

Ayağa kalk!

Straighten your back!

Sırtınızı dik tutun.

- Straighten up!
- Stand straight!

- Düz dur!
- Dik dur!

We'll straighten everything out.

Her şeyi açıklığa kavuşturacağız.

Let's straighten up the desk.

Masayı düzeltelim.

I straighten my hair every morning.

Her sabah saçımı düzeltirim.

I straighten my hair every day.

Ben saçımı her gün düzleştiririm.

I can't straighten out my back.

Sırtımı düzeltemiyorum.

- Adjust your tie.
- Straighten your tie.

Kravatını düzelt.

It was my turn to straighten up the room.

Odayı düzenlemek için sıra benimdi.

Mary used a flat iron to straighten her hair.

Mary saçlarını düzleştirmek için bir ütü kullandı.

I tied a stick to the plant to straighten it.

Onu düzeltmek için bitkiye bir çubuk bağladım.

It'll take about a week to straighten out my affairs.

İşlerimi düzeltmek yaklaşık bir hafta alacak.

- I can't stretch my right arm.
- I can't straighten my right arm.

Sağ kolumu geremiyorum.

Tom is likely to end up in prison if he doesn't straighten up.

Tom kendini düzeltmezse hapsi boylayacak.