Translation of "Tie" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Tie" in a sentence and their turkish translations:

Tom can't tie a tie.

Tom kravat bağlayamaz.

I can't tie a tie.

Kravat bağlayamam.

She helped him tie his tie.

Ona kravatını bağlaması için yardımcı oldu.

Tom helped John tie his tie.

Tom, John'un kravatını bağlamasına yardımcı oldu.

- Adjust your tie.
- Straighten your tie.

Kravatını düzelt.

Can you help me tie this tie?

Bu kravatı bağlamama yardımcı olabilir misiniz?

I've forgotten how to tie a bow tie.

Bir papyonu nasıl bağlayacağımı unuttum.

Tom doesn't know how to tie a tie.

Tom nasıl kravat bağlayacağını bilmiyor.

Tie your shoelaces.

Ayakkabı bağlarını bağla.

Loosen your tie.

Kravatını gevşet.

Tie your shoes.

Ayakkabılarını bağla.

Tie your shoe.

Ayakkabını bağla.

Can you show me how to tie a tie?

Bir kravat nasıl bağlanır gösterebilir misin?

Could you teach me how to tie a tie?

Bana nasıl kravat bağlanacağını öğretebilir misin?

- I almost never wear a tie.
- I seldom wear a tie.
- I rarely wear a tie.
- I hardly ever wear a tie.

Ben nadiren kravat takıyorum.

- I seldom wear a tie.
- I rarely wear a tie.
- I hardly ever wear a tie.

Ben nadiren kravat takarım.

- I almost never wear a tie.
- I rarely wear a tie.
- I hardly ever wear a tie.

Neredeyse asla kravat takmam.

Your tie is crooked.

Sizin kravatınız yamuk.

Your tie looks good.

Sizin kravatınız iyi görünüyor.

His tie came undone.

Onun kravatı çözüldü.

Tom loosened his tie.

Tom kravatını gevşetti.

What a nice tie!

Ne güzel bir kravat!

Take off your tie.

Kravatını çıkar.

My tie is orange.

Benim kravat turuncu.

That tie suits you.

Bu kravat sana çok yakışıyor.

I like that tie.

O kravatı seviyorum.

I like your tie.

Ben senin kravatını beğeniyorum.

Where is your tie?

Kravatın nerede?

Tom adjusted his tie.

Tom kravatını düzeltti.

Don't tie me up.

Beni bağlama.

Tom straightened his tie.

Tom kravatını düzeltti.

That's an ugly tie.

Bu çirkin bir kravattır.

That's a nice tie.

Kravat güzelmiş.

- I think I'll take this tie.
- I think I'll buy this tie.

Sanırım bu kravatı alacağım.

- Tom doesn't usually wear a tie.
- Tom usually doesn't wear a tie.

Tom genellikle kravat takmaz.

She helped him tie his tie because he didn't know how to.

O, nasıl yapacağını bilmediği için, o, ona kravatını bağlaması için yardım etti.

- I don't usually wear a tie.
- I don't often wear a tie.

Ben genellikle kravat takmam.

- Tom can't tie his shoelaces by himself.
- Tom can't tie his own shoes.
- Tom can't tie his shoes by himself.

Tom ayakkabılarını tek başına bağlayamaz.

- Tom doesn't know how to tie his shoelaces.
- Tom can't tie his shoes.
- Tom can't tie his shoelaces by himself.
- Tom doesn't know how to tie his shoes.

Tom ayakkabı bağcıklarını nasıl bağlayacağını bilmiyor.

Your tie has come undone.

Kravatın çözülmedi.

Do I need a tie?

Bir kravata ihtiyacım var mı?

Maintaining that tie is important.

O kravata bakım yapmak önemlidir.

Tom took his tie off.

Tom kravatını çıkardı.

Tom put on a tie.

Tom bir kravat taktı.

That tie really suits you.

O kravat sende gerçekten iyi duruyor.

I bought him a tie.

Ona bir kravat aldım.

This tie matches your suit.

Bu kravat takımına uyar.

Tie him to a tree.

Onu bir ağaca bağla.

Is that a new tie?

O, yeni bir kravat mı?

You should fix your tie.

Sen kravatını düzeltmelisin.

He never wears a tie.

O asla kravat takmaz.

I don't need a tie.

Bir kravata ihtiyacım yok.

Help me with my tie.

Kravatımda bana yardım et.

Do you like this tie?

Bu kravatı seviyor musun?

I bought a red tie.

- Ben kırmızı bir kravat aldım.
- Kırmızı bir kravat aldım.

How much is this tie?

Bu kravat ne kadar?

Tom can't tie his shoes.

Tom ayakkabılarını bağlayamıyor.

Tom isn't wearing a tie.

Tom kravat takmıyor.

Tom never wears a tie.

Tom asla kravat takmaz.

Tom gave me this tie.

Tom bana bu kravatı verdi.

Tom put on his tie.

Tom kravatını bağlıyor.

Tom rarely wears a tie.

Tom nadiren kravat takar.

Show me another tie, please.

Bana başka bir kravat göster.

The tie is very beautiful.

Kravat çok güzel.

That tie is too expensive.

O kravat çok pahalı.

Can you tie a bow?

Bir papyon bağlayabilir misin?

You're not wearing a tie.

Bir kravat takmıyorsun.

This tie suits him well.

Bu kravat ona iyi uyar.

Tom took off his tie.

Tom kravatını çıkardı.

I wore this tie yesterday.

Dün bu kravatı taktım.

I put on a tie.

Bir kravat taktım.

I never wear a tie.

Ben asla kravat takmam.

Tom can't tie his shoelaces.

Tom ayakkabı bağlarını bağlayamaz.

Tom wore a tie yesterday.

Tom dün kravat takmıştı.

Tom was wearing a tie.

- Tom bir kravat takıyordu.
- Tom kravatlıydı.
- Tom'un boynunda kravat vardı.

Tom wasn't wearing a tie.

Tom kravat takmıyordu.

Tom is wearing a tie.

Tom kravat takıyor.

I rarely wear a tie.

Nadiren kravat takarım.

I can't tie my shoelaces.

Ayakkabı bağcıklarımı bağlayamam.

I can't tie my shoes.

Ayakkabılarımı bağlayamam.

I don't wear a tie.

- Kravat kullanmam.
- Kravat takmam.

- I thought I'd wear a tie.
- I thought that I'd wear a tie.

Bir kravat takacağımı düşündüm.

- Tom can't tie his shoelaces by himself.
- Tom can't tie his own shoes.

Tom ayakkabılarını bağlayamaz.

- I'm not going to wear a tie.
- I won't be wearing a tie.

Kravat takmayacağım.

- I thought you'd like my tie.
- I thought that you'd like my tie.

Kravatımı istediğini düşündüm.

- I hate the tie you're wearing.
- I hate the tie that you're wearing.

Taktığın kravattan nefret ediyorum.