Examples of using "Splinter" in a sentence and their turkish translations:
Tom Mary'nin parmağından kıymığı çıkardı.
Tom'un parmağına kıymık battı.
Bu kıymığı parmağımdan çıkaramıyorum.
Avucumun içinde bir kıymık var.
Tom Mary'nin parmağından kıymığı çıkarmaya çalıştı.
Tom'un sağ elinin arkası bir cam kıymığı tarafından yaralandı.
El tırnak altları, kıymık batmasının en acı verdiği yerlerden biridir.
Tom'un parmağında bir kıymık vardı, bu yüzden onu çıkarması için Mary'nin ona yardım etmesini rica etti.
Parmağımda bir kıymık vardı, bu yüzden Tom'dan onu çıkarmama yardım etmesini rica ettim.
Çıplak gözle zor görülebilecek bir tahta kıymığı, Tom'un parmağında çok sancılı bir enfeksiyona neden oldu.