Translation of "Saved" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Saved" in a sentence and their turkish translations:

We're saved.

Kurtulduk.

- You saved my life.
- You saved my hide.

Sen benim hayatımı kurtardın.

They saved us.

Onlar bizi kurtardı.

I saved one.

Ben birini kurtardım.

She saved money.

Para biriktirdi.

Tom saved himself.

Tom kendini kurtardı.

Tom saved everybody.

Tom herkesi kurtardı.

I saved you.

Seni kurtardım.

You saved us.

Bizi kurtardın.

I saved Mary.

Mary'yi kurtardım.

It saved me.

O beni kurtardı.

I saved Tom.

Tom'u kurtardım.

He saved money.

Para biriktirdi.

- Tom could've saved himself.
- Tom could have saved himself.

Tom kendini kurtarabilirdi.

- You saved my life.
- You have saved my life.

Hayatımı kurtardın.

But couldn't be saved

fakat kurtarılamadı

You saved my ass.

- Sen benim kıçımı kurtardın.
- Götümü kurtardın.

Someone saved my life.

Birisi benim hayatımı kurtardı.

He saved my life.

O benim hayatımı kurtardı.

Have you been saved?

- Kurtarıldınız mı?
- Doğru yolu buldun mu?
- Doğru yolu buldunuz mu?

Tom saved Mary's life.

- Tom, Mary'nin hayatını kurtardı.
- Tom, Mary'nin yaşamını kurtardı.

They cannot be saved.

- Onlar kurtarılamaz.
- Onlar kaydedilemez.

He cannot be saved.

O kurtarılamaz.

She cannot be saved.

O kurtarılamaz.

You saved us all.

Hepimizi kurtardın.

He saved us all.

O hepimizi kurtardı.

She saved us all.

O hepimizi kurtardı.

He saved the princess.

O, prensesi kurtardı.

I saved your life.

Hayatını kurtardım.

He saved himself somehow.

Bir yolunu bulup kendini kurtardı.

Somehow, he saved himself.

Her nasılsa kendini kurtardı.

Tom saved the day.

Tom günü kurtardı.

We saved your life.

Biz senin hayatını kurtardık.

You saved our lives.

Hayatlarımızı kurtardın.

That's what saved me.

Beni kurtaran bu.

It saved our lives.

O hayatlarımızı kurtardı.

He saved a sailor.

O, bir denizci kurtardı.

I saved Tom's life.

Tom'un hayatını kurtardım.

He saved the day.

O günü kurtardı.

She saved the puppy.

O, köpek yavrusunu kurtardı

Tom saved my life.

Tom hayatımı kurtardı.

He saved the situation.

O, durumu kurtardı.

Tom couldn't be saved.

Tom kurtarılamadı.

Tom saved your life.

Tom yaşamını kurtardı.

It saved my life.

Hayatımı kurtardı.

Tom can't be saved.

Tom kurtarılamaz.

Tom saved us all.

Tom hepimizi kurtardı.

You saved my life.

Hayatımı kurtardın.

Fadil saved his life.

Fadıl hayatını kurtardı.

Fadil couldn't be saved.

Fadıl kurtarılamadı.

Layla saved my life.

Leyla hayatımı kurtardı.

Layla saved Sami's life.

Leyla, Sami'nin hayatını kurtardı.

Tom saved our lives.

Tom hayatlarımızı kurtardı.

He saved my dog.

Köpeğimi kurtardı.

- I could have saved Tom's life.
- I could've saved Tom's life.

Tom'un hayatını kurtarabilirdim.

- I saved a seat for Tom.
- I saved Tom a seat.

Tom'a yer ayırdım.

- He saved her from the fire.
- She saved him from the fire.
- He saved it from the fire.

Onu yangından kurtardı.

So he saved her life.

Böylece hayatını kurtarmış oldu

The whole crew was saved.

Tüm mürettebat kurtarıldı.

All the crew were saved.

Bütün mürettebat kurtarıldı.

The medicine saved her life.

İlaç onun hayatını kurtardı.

She saved a hundred dollars.

O, yüz dolar biriktirdi.

Tom was saved from drowning.

Tom boğulmaktan kurtarıldı.

Tom saved Mary a seat.

Tom Mary'ye bir yer ayırdı.

We saved you a seat.

Sana bir koltuk ayırdık.

The airbag saved my life.

Hava yastığı hayatımı kurtardı.

Tom saved three hundred dollars.

Tom üç yüz dolar biriktirdi.

You saved my marriage, Tom.

Evliliğimi kurtardın, Tom.

I saved you a seat.

Sana bir koltuk ayırdım.

You've saved Tom's life twice.

Tom'un hayatını iki kez kurtardın.

You've saved all our lives.

Bütün hayatlarımızı kurtardın.

She saved the day... again.

O günü kurtardı...tekrar.

Tom just saved my life.

Tom az önce benim hayatımı kurtardı.

Tom has saved many lives.

- Tom çok sayıda hayat kurtardı.
- Tom bir sürü hayat kurtardı.
- Tom bayağı hayat kurtardı.

Could Tom have been saved?

Tom kurtarılabilir miydi.

Tom probably saved my life.

Tom muhtemelen hayatımı kurtardı.

Tom saved Mary from drowning.

Tom, Mary'yi boğulmaktan kurtardı.

The coach's advice saved us.

Koç'un tavsiyesi bizi kurtardı.

He saved a hundred dollars.

O, yüz dolar tasarruf yaptı.

Tom saved all of us.

Tom hepimizi kurtardı.

You have saved my life.

Hayatımı kurtardın.

Tom saved my son's life.

Tom oğlumun hayatını kurtardı.

Tom's actions saved Mary's life.

Tom'un eylemleri Mary'nin hayatını kurtardı

Sami saved Layla's voice mail.

Sami, Leyla'nın sesli postasını kurtardı.

- I know Tom saved Mary's life.
- I know that Tom saved Mary's life.

Tom'un Mary'nin hayatını kurtardığını biliyorum.

- I think that's what saved us.
- I think that that's what saved us.

- Sanırım bizi o kurtardı.
- Bizi kurtaranın o olduğunu düşünüyorum.

- Tom said Mary saved his life.
- Tom said that Mary saved his life.

- Tom Mary'nin onun hayatını kurtardığını söyledi.
- Tom, Mary'nin onun hayatını kurtardığını söyledi.

- Tom has not saved anything for retirement.
- Tom hasn't saved anything for retirement.

Tom emeklilik için hiçbir şey tasarruf etmedi.