Translation of "Snake" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Snake" in a sentence and their turkish translations:

-Snake? -[hissing]

Yılanı?

-Let's get the snake away. -[snake rattles]

Yılanı uzaklaştıralım.

The snake was devoured by a bigger snake.

Yılan daha büyük bir yılan tarafından mideye indirildi.

The snake hisses.

Yılan tıslar.

Look, a snake!

Bak, bir yılan!

- This snake is not venomous.
- This snake isn't venomous.

Bu yılan zehirli değil.

- Tom has been bitten by a snake.
- Tom was bitten by a snake.
- A snake bit Tom.

Tom bir yılan tarafından ısırıldı.

You are a snake!

Sen bir yılansın!

The snake is wriggling.

Yılan kıvrıla kıvrıla gidiyor.

Is the snake alive?

Yılan yaşıyor mu?

Let's skin the snake.

Yılanın derisini yüzelim.

She saw a snake.

O bir yılan gördü.

Tom saw a snake.

Tom bir yılan gördü.

I saw a snake.

Ben bir yılan gördüm.

What's that snake called?

O yılana ne denir?

The snake doesn't kiss!

Yılan öpmez!

This snake is poisonous.

- Bu yılan zehirlidir.
- Bu yılan zehirli.

I'm not a snake.

Ben bir yılan değilim.

Let's get the snake away.

Yılanı uzaklaştıralım.

-[snake rattles] -That's probably smart.

Bu muhtemelen akıllıca.

The snake shed its skin.

Yılan derisini değiştirdi.

The snake reared its head.

Yılan başını kaldırdı.

The snake swallowed a frog.

Yılan bir kurbağayı yuttu.

That's a pretty big snake.

O oldukça büyük bir yılan.

And here in Snake Eyes.

ve burada 'Snake Eyes' ta.

I just touched a snake.

Ben sadece bir yılana dokundum.

The snake ate the crocodile.

Yılan timsahı yedi.

The snake bite was fatal.

Yılan ısırığı öldürücüydü.

I have a pet snake.

Benim bir evcil yılanım var.

Tom stepped on a snake.

Tom bir yılana bastı.

He's a big old snake, look.

Büyük bir yılan, baksanıza.

Is the snake alive or dead?

- Yılan diri mi yoksa ölü mü?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
- Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?

The snake is swallowing an egg.

Yılan bir yumurta yutuyor.

I am wriggling like a snake.

Yılan gibi kıvrılıyorum.

I saw a large snake today.

Bugün kocaman bir yılan gördüm.

Which snake has the longest fangs?

Hangi yılan en uzun zehirli dişe sahiptir?

Is this snake safe to touch?

Bu yılan dokunmak için güvenli midir?

I've been bit by a snake.

Bir yılan tarafından ısırıldım.

Why did you kill the snake?

Yılanı neden öldürdün?

The snake swallowed the dog whole.

Yılan köpeği bütünüyle yuttu.

Sami tried to distract the snake.

Sami yılanın dikkatini dağıtmaya çalıştı.

I've been bitten by a snake.

Bir yılan tarafından ısırıldım.

Tom was bitten by a snake.

Tom bir yılan tarafından ısırıldı.

What kind of snake is that?

- Bu ne tür bir yılan?
- Bu ne yılanı?

The inland taipan, a snake found in Australia, is the most venomous snake in the world.

Avustralya'da bulunan bir yılan olan "içbölge taypanı" dünyanın en zehirli yılanıdır.

Underground snake pits, and old abandoned towns,

yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan

Always exciting descending into a snake pit.

Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

See down that hole there? Snake hole.

Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.

She screamed when she saw a snake.

Bir yılan gördüğünde çığlık attı.

I saw a snake eating a mouse.

Fare yiyen bir yılan gördüm.

Do you want to see my snake?

Yılanımı görmek istiyor musun?

She was attacked by a big snake.

O, büyük bir yılan tarafından saldırıya uğradı.

She screamed when she saw the snake.

O, yılanı gördüğünde çığlık attı.

I didn't know you had a snake.

Bir yılanın olduğunu bilmiyordum.

The year of the snake has begun.

Yılan yılı başladı.

Tom was bitten by a venomous snake.

Tom zehirli bir yılan tarafından ısırıldı.

The child shouted, "Watch out, a snake!"

Çocuk "Dikkat et, bir yılan!" diye bağırdı.

I froze at the sight of the snake.

Yılanı görünce donup kaldım.

I didn't know that you owned a snake.

Bir yılana sahip olduğunu bilmiyordum.

Oh, look! There's a big snake over there!

Oh, bak! Orada büyük bir yılan var!

Which snake is the fastest in the world?

- Dünyadaki en hızlı yılan hangisidir?
- Hangi yılan dünyanın en hızlısıdır?

It's not good to wake a sleeping snake.

Uyuyan yılanı uyandırmak iyi değildir.

Tom saw a snake slither across the path.

Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.

Like a snake, you periodically shed your skin.

Cildin, yılan gibi periyodik olarak dökülüyor.

This is where I saw a snake yesterday.

Dün yılanı gördüğüm yer burası.

I am a snake. My name is Lucy.

Ben bir yılanım, adım Lucy.

- It's not a snake. It's only a piece of rope.
- It isn't a snake. It's only a piece of rope.

Bu bir yılan değil. O sadece bir ip parçası.

And in 1972 opened the country’s first snake park.

ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.

There's a snake, and all that medicines been... ransacked.

Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.

But snake venom won't last long int this heat.

Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.

And then drop venom in there, like a snake,

Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor

The mere sight of a snake makes her sick.

Bir yılanı sadece görmek onu hasta ediyor.

The mere thought of a snake makes me shiver.

Bir yılanı sadece düşünmek beni titretiyor.

Which is the most venomous snake in the world?

Dünyadaki en zehirli yılan hangisidir?

Sweet words bring the snake out of its hole.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

He froze with fear when he saw the snake.

Yılanı görünce korkudan donakaldı.

The slippery snake slithered right out of his hand.

Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.

Tom, do something. There's a snake inside the tent!

Tom, bir şey yap. Çadırın içinde bir yılan var!

A snake which does not shed its skin, dies.

Cildini değiştirmeyen yılan ölür.

The snake engulfs prey entirely by unhinging his jaw.

Yılan, çenesini yırtarcasına açarak avını tamamen yutar.

The official snake catcher digs daily for a dangerous bounty.

resmi yılan yakalayıcısı, riskli bir ödül için her gün avlanıyor.

And go and try and catch this snake. Whoo! Okay.

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

Tom didn't know what kind of snake had bitten him.

Tom ne tür bir yılanın onu ısırdığını bilmiyordu.

Tom has a tattoo of a snake on his back.

Tom'un sırtında bir yılan dövmesi var.

He was very scared when he saw that large snake.

O büyük yılanı gördüğünde çok korktu.