Examples of using "Slight" in a sentence and their turkish translations:
hafif bir çekim kuvveti
Çok az fark var.
Hafif bir sorun daha var.
Küçük bir sorun var.
Tom hafif bir aksanla konuşur.
Ben hafif soğuk almışım.
O hafif peltek.
Hafif bir gecikmemiz vardı.
Tom'un hafif bir ateşi var.
Tom'un hafif bir nezlesi var.
- Benim hafif bir ateşim var.
- Biraz ateşim var.
Tom hafif soğuk aldı.
Hafif bir baş ağrım var.
O hafif yanlış bir hesaptı.
o ince tersine dönüşü yapacak.
Hafif bir ateşin olabilir.
- Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi.
- Depremin ardından birkaç hafif şiddetli artçı oldu.
Bugün hafif bir ateşim var.
Tom hafif bir aksanla konuşur.
Şimdi hafif bir baş ağrım var.
Tom'un hâlâ hafif bir topallaması var.
Tom hafif bir topallama ile yürür.
Bugün hafif bir baş ağrım var.
Hâlâ hafif bir topallamam var.
Tom hafif üşüttüğünü söyledi.
O ince tersine dönüşün büyük sonuçları olabilir.
Hafif dikkatsizlik büyük bir felakete sebep olabilir.
Hafif bir düşünce farkımız vardı.
Hafif üşütmüşüm gibi görünüyor.
Planlarla ilgili ufak bir değişiklik var.
Dolambaçlı yoldan gitmeliyiz.
Onun söylediği hafif bir abartıydı.
Ekonomi hafif bir krizde.
O, hafif üşüttüğünü söyledi.
Dün gece hafif bir baş ağrım vardı.
Tom'un sadece hafif bir yabancı aksanı var.
Bütün gün hafif bir baş ağrım vardı.
Aksanından yabancı olduğu çok az belli oluyor.
Bu sabahtan beri hafif bir ateşim var.
Hafif ateşim olduğu için, yatakta kaldım.
Havada hafif bir soğuk vardı.
O, Esperanto'yu hafif bir Fransız aksanıyla konuşuyor.
Tom'un yüzünde hafif bir gülümseme vardı.
Tom hafif bir Fransız-Kanadalı aksanıyla konuşur.
Yan tarafımda hafif bir ağrı var.
Mary başıyla hafif bir hareket yaptı.
Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.
Hafif bir baş ağrım vardı bu yüzden erken yatmaya gittim.
Boğazım ağrıyor ve hafif bir ateşim var.
Nepal'de yürüyüş yaparken hafif bir kaza geçirdim.
Hafif bir baş ağrım olduğu için erken yatmaya gittim.
- Dün geceden bu yana hafif bir baş ağrım var.
- Dün geceden beri hafif bir baş ağrım var.
Yemek pişirirken elinde hafif bir yanık oluştu.
Hafif bir baş ağrım var.
Çinli otomotiv ithalat pazarı hafif büyüme sinyalleri gösteriyor.
Küçük bir sorunumuz var.
BK: Öncelikle çok küçük bir düzeltme yapmak istiyorum,
Hafif soğuk ailemle birlikte Ibusuki'ye gidişimi engelledi.
Tom'un hafif bir ateşi var.
Pencereyi kapatmamın bir sakıncası var mı? Biraz üşüyorum.
Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı.
Bu ufacık gelişmenin yanında suç işlenmesindeki muazzam artış, muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu hafif bir hatanın ciddi yaralanmalara yol açabileceği çok tehlikeli bir spor.
Benim hafif bir ateşim var.
Bu sabahtan beri hafif boğaz ağrısı yaşıyorum. Ben bir soğuk algınlığına yakalanıp yakalanmadığımı merak ediyorum.
Dima kızgın bir sesle sordu: "Nubz? Bu bir oyun değil Saib! Bu hayatın kendisi!