Translation of "Satisfactory" in Turkish

- Is it satisfactory?
- Is that satisfactory?

Bu tatmin edici mi?

- This is not satisfactory.
- This isn't satisfactory.

Bu tatmin edici değil.

Is everything satisfactory?

Her şey tatmin edici mi?

Everything's quite satisfactory.

Her şey oldukça tatmin edici.

Is it satisfactory?

Tatmin edici mi?

Was everything satisfactory?

Her şey tatmin edici miydi?

- I hope that's satisfactory.
- I hope that that's satisfactory.

Onun tatmin edici olduğunu umuyorum.

His work was satisfactory.

Onun çalışması tatmin ediciydi.

That would be satisfactory.

Bu tatmin edici olur.

Your explanation is satisfactory.

Açıklaman tatmin edici.

The student's progress is satisfactory.

Öğrencinin gelişmesi tatmin edici.

Tom is in satisfactory health.

Tom'un sağlık durumu tatmin edici.

We find Tom's work satisfactory.

Biz Tom'un işini tatmin edici buluyoruz.

The results were very satisfactory.

Sonuçlar çok tatmin ediciydi.

Tom is in satisfactory condition.

Tom tatmin edici bir durumda.

His explanation was not satisfactory.

Açıklaması tatmin edici değildi.

- I thought Tom's performance was satisfactory.
- I thought that Tom's performance was satisfactory.

Tom'un performansının tatmin edici olduğunu düşündüm.

Your answer is far from satisfactory.

Cevabınız tatmin edici olmaktan uzaktır.

The plan is far from satisfactory.

Plan tatmin edici olmaktan uzaktır.

His explanation is far from satisfactory.

Açıklaması tatmin edici olmaktan uzak.

His answer was far from satisfactory.

Onun cevabı tatmin edici olmaktan uzaktı.

The results were far from satisfactory.

Sonuçlar tatmin edicilikten uzaktı.

This hotel is anything but satisfactory.

Bu otel tatmin edici olmaktan uzaktır.

Your speech was far from satisfactory.

Konuşman tatmin edici olmaktan uzaktı.

Your work is not altogether satisfactory.

İşiniz tamamen tatmin edici değil.

Either of them is satisfactory to me.

Her ikisini de sevmiyorum.

The explanation is by no means satisfactory.

Açıklama hiçbir biçimde tatmin edici değil.

The result was far from being satisfactory.

Sonuç tatmin edici olmaktan uzaktı.

The result was by no means satisfactory.

Sonuç asla tatmin edici değildi.

Her explanation is by no means satisfactory.

Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.

His explanation was by no means satisfactory.

Onun açıklaması hiçbir şekilde tatminkar değildi.

His paper was, on the whole, satisfactory.

Onun raporu bir bütün olarak tatmin ediciydi.

His explanation is by no means satisfactory.

Onun açıklaması hiçbir şekilde tatminkar değildir.

I hope you'll find this office satisfactory.

Umarım bu ofisi tatmin edici bulacaksın.

The results are by no means satisfactory.

Sonuçlar hiçbir şekilde tatmin edici değil.

Your lecture was not satisfactory at all.

Konferansın hiç tatminkar değildi.

Your work is far from being satisfactory.

İşin tatmin edici olmaktan uzak.

The results of the research were quite satisfactory.

Araştırmanın sonuçları oldukça tatmin ediciydi.

It was a satisfactory arrangement for fifteen years.

On beş yıl boyunca tatmin edici bir düzenlemeydi.

They are negotiating to reach a satisfactory compromise.

Onlar tatmin edici bir uzlaşmaya varmak için müzakere ediyorlar.

He is, on the whole, a satisfactory student.

O, genel olarak, tatmin edici bir öğrenci.

Your answer is anything but satisfactory to us.

Cevabın bizim için hiç de tatmin edici değil.

His proposal is far from being satisfactory to us.

Onun önerisi bizi tatmin etmekten uzak.

The rent is high, otherwise the room is satisfactory.

Kira yüksek, onun dışında oda tatminkar.

After a long search, we found a satisfactory room.

Uzun bir araştırmadan sonra tatmin edici bir oda buldum.

- His explanation was not satisfactory.
- His explanation wasn't satisfying.

Açıklaması tatmin edici değildi.

Eventually it was possible to find a really satisfactory solution.

Sonunda gerçekten tatmin edici bir sonuç bulmak mümkündü.

It was impossible to come up with a really satisfactory solution.

Gerçekten tatmin edici bir çözüm bulmak imkansızdı.

A horrendous situation developed. We hope the government can find a satisfactory solution.

Korkunç bir durum gelişti. Hükümetin tatmin edici bir çözüm bulabileceğini umuyoruz.

No matter who you ask, you won't be able to get a satisfactory answer.

Kime sorarsan sor, tatmin edici bir cevap alamazsın.

Our house is quite satisfactory except that it is rather a long way to the bus stop.

Evimiz otobüs durağına uzak olmasının haricinde oldukça tatminkardır.