Examples of using "Release" in a sentence and their turkish translations:
- Onu serbest bırakın.
- Onu salıverin.
- Onu salın.
Tom'u serbest bırak.
Onu serbest bırakın!
Rehineleri bırakın.
- Köpekleri serbest bırakın.
- Köpekleri serbest bırak.
O köpeği serbest bırakmayın.
O tutukluyu serbest bırakmayın.
Tüm mahkumları serbest bırakın.
Şirket bir basın bülteni yayınladı.
Neden Mary'yi serbest bırakmıyorsun?
Seni serbest bırakacağım.
Onu serbest bırak.
Sami'nin serbest bırakılması ilk sayfa haberiydi.
Sami'nin serbest bırakılması planlanıyordu.
ve oğlu ile bir araya getirene kadar
Mahkumları bugün serbest bırakamayız.
Tom freni bırakmayı unuttu.
Polis herhangi bir ek ayrıntıyı serbest bırakmadı.
- Hayvanları kafeslerinden sal.
- Hayvanları kafeslerinden azat et.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
Fadıl şartlı tahliye ile erkenden serbest kaldı.
Beni serbest bırakmanı emrediyorum!
O bilgiyi yayınlayamam. O özel.
O onlara tutukluyu serbest bırakmasını emretti..
- Onlara mahkumları bırakmalarını emretti.
- Mahkumları bırakmalarını emretti.
- İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.
- İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.
Seni serbest bırakacağım.
Plesobelar beyinde opioid salgılarlar,
Kalbimi öldür ve acımı serbest bırak!
Fadıl serbest bırakılma koşullarını ihlal etti.
Sami serbest bırakılma şartlarını ihlal etti.
Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar,
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
Polis Tom'u serbest bırakacağını söyledi.
Şirket önümüzdeki ay yeni bir ilaç çıkartacak.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
Atmosfere bu ilave sera gazı salınımının yapılması
Sonra nazikçe onu serbest bırakabiliriz.
Kefalet aslında bir çeşit şartlı tahliye olarak yaratılmıştı.
- Tek çıkış yolu ölüm mü?
- Ölüm müdür tek çıkar yol?
- Ölüm tek çıkar yol mu?
Çete 100.000 dolar fidye için Tom'u serbest bırakmayı kabul etti.
- Bağımlılık yapan bütün ilaçlar, beyinde dopamin salınımını arttırır.
- Bağımlılık yapan bütün ilaçlar, beyinde dopamin salgılanmasını arttırır.
Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.
Tartışmalı filminin gösterime girmesinin ardından saldırı ve aşağılamalara maruz kalıp en sonunda öldürüldü.
Polis onun yakın akrabasına bildirdikten sonra kurbanın adını duyuracak.
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.