Examples of using "Prisoners" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir mahkûmu götürmeyin.
Biz mahkûmuz.
Siz mahkumsunuz.
Diğerleri, siyasi tutuklulardan çok şey öğrendiler.
Mahkumlar serbest bırakıldı.
- Biz mahkumlar değiliz.
- Biz mahkum değiliz.
Biz mahkûmduk.
Onlar mahkum değil.
Hepimiz mahkumuz.
O dönemde tutuklular...
Grant, 14.000 tutsak aldı.
Hiçbir mahkûmu götürmeyin.
Onlar mahkumları götürmüyor.
O mahkumlar nerede?
Tutukluları serbest bırakıyorum.
Onlar benim esirim değil.
Mahkumlar nerede?
Burada hepimiz mahkûmuz.
Mahkumlar kaçıyorlar!
Onların hepsi tutuklu mu?
Hiçbir tutsak götürülmedi.
Mahkumlar gözden kayboldu.
Bütün mahkumlar kaçtı.
Kendinizi benim tutsaklarım olarak düşünün.
Bütün tutukluları öldür.
Mahkûmlara işkence ettim.
Tüm mahkumları serbest bırakın.
Mahkumlar kaçmaya çalıştı.
Mahkumlar serbest bırakıldı.
Mahkûmlar serbest bırakıldı mı?
Diğer mahkumlar nerede?
Hoş geldiniz mahkumlar... Yani, misafirler.
Onlar mahkumları değiş tokuş etme kararı aldılar.
Onlar tüm mahkumları serbest bıraktı.
Biz hiç esir almıyoruz.
Mahkumlar ne yerler?
Tutukluların konuşmaları gerekmiyor.
Mahkumlar serbest bırakıldı.
mahkumların %75'i güldü,
"Siyasi tutuklular" diyebileceğin bizler
diğer tutuklularla bir arada kalırdık.
İtalya'ya kadar kovalayarak 15.000 esir aldı.
On mahkûm hapishaneden çıktı.
Tutuklularla nazikçe ilgilendiler.
Mahkumlar yanlış alarm verdi.
Şu tutuklular dün serbest bırakıldı.
Mahkumları bugün serbest bırakamayız.
Mahkumlar kaçmaya çalışıyordu.
Mahkumlar ne zaman idam edilecekler?
Birçok mahkumun başı vuruldu.
Kaçan mahkumlar yakalandı mı?
Kaçan mahkumlar tehlikeli olarak kabul edilirler.
Tüm sekiz tutuklu suçlu bulundu.
Mahkumlardan biri kaçtı.
Kolombiyalı mahkumlar Amerika'ya teslim edilemez
Ya da cezadalar da eve mi giriyorlar
18.000 mahkum ve yaklaşık 500 silahla birlikte aldı.
Mahkumları serbest bırakacağım.
Mahkûmlarınıza ne olacak?
- Onlara mahkumları bırakmalarını emretti.
- Mahkumları bırakmalarını emretti.
Mahkumların geri kalanını almaya git.
Mahkumların üçte biri kaçtı.
O, mahkumları serbest bırakmamızı istiyor.
Bazı mahkumlar hapishaneden kaçtı.
Esirler, toplama kampından kaçtı.
Duruşmadan sonra, onlar mahkumları serbest bıraktı.
Kral mahkumlara özgürlük verdi.
Mahkumlar tekrar özgür olmaktan memnundular.
Mahkumlar gibi hissetmeni istemiyorum.
Kaçak mahkumlar hâlâ kaçak.
Kaçan mahkumların silahlı ve tehlikeli olduğu göz önünde bulunduruluyor.
Savaştan önce 1.000 Osmanlı esirinin katledilmesinin intikamıydı
General tüm esirlerin öldürülmesini emretti.
Tutuklular ne zaman salınacak bilmiyorum.
Pembe renginin, azılı tutsakları sakinleştirdiği saptanmışken,
gibi yardımcı hizmetler ile ilgiliydi .
Siyasi mahkumlar daha iyi şartlar için açlık grevindeler.
Diğer mahkumlara örnek olması için Tom'u öldürdüler.
Bütün mahkumların kaçmasını istemeyiz, değil mi?
Bak bu, şimdiye kadar gördüğüm en tuhaf mahkum grubu.
Mahkumlar açlık grevine gitmekle tehdit ediyorlar.
o ve komşu mahkumlarının kağıttan masa oyunları yaptıklarını
Savaştan sonra, Jomsviking mahkumları idam için sıraya alındı.
Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
Tom Jackson, ABD polis müdürü, mahkumlara devlet cezaevine kadar eşlik etti.
daha sonra, 7.000 Rus esirinin alınmasına yardım etmek için süvarilerle birlikte ilerlemeye başladı.
Yağmadan sonra Osmanlı kuvveti esirlerden dolayı yavaşlar
ayrıca izciler, casuslar ve mahkumlardan gelen düşman hareketleri hakkındaki en son raporlar.
ve Rahovo'da binlerce veya yakın tutsağı öldürmeden önce
Şehirden çıkan tek köprü çok erken yıkıldığında 30.000 adam esir düştü.
3.000 esrpadişahın huzuruna çıkarıldı ve derhal idam edildi.
Bu eylem Tom'un mahkumların geri kalanı için bir tehdit olduğu konusunda cezaevi müdürünü ikna etti.
Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.