Examples of using "Pursuing" in a sentence and their turkish translations:
Hayallerini izlemeye devam et.
Bu peşine düşmeye değer mi?
Hırsızı takip ediyorlar.
çünkü başarı peşinde koşmak ve başarısızlık riski
Bu işin peşini bırakmayacağım.
Bu hipotezi kanıtlamaya çalışmak benim için bir takıntı olmuştu.
Polisler kaçan bir mahkûmu takip ediyor.
küçük yaşlarda huysuzluk ve yaramazlık peşinde
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
O, ünlü olmadan önce onun peşinde koşmaya başladı.
Tom, New York'ta başarılı bir kariyer izliyor.
Hayatın geriye kalan kısmını ideallerimin peşinde koşarak geçirmek istiyorum.
Bir yarış arabası sürücüsü olarak bir kariyeri sürdürmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?
O sonbaharda Madrid'i yeniden işgal etmenin ve Wellington'un ordusunu Portekiz sınırına geri