Translation of "Priorities" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Priorities" in a sentence and their turkish translations:

Tom's priorities are different.

Tom'un öncelikleri farklı.

I have other priorities.

Başka önceliklerim var.

I have three priorities.

Üç önceliğim var.

They have different priorities.

Onların farklı öncelikleri var.

We have different priorities.

Farklı önceliklerimiz var.

What are Tom's priorities?

Tom'un öncelikleri nelerdir?

What are your priorities?

Senin önceliklerin nedir?

Our priorities are wrong.

Bizim önceliklerimiz hatalı.

Get your priorities straight.

Önceliklerini açıklığa kavuştur.

Tom has other priorities.

Tom'un başka öncelikleri var.

I've got new priorities.

Benim yeni önceliklerim var.

My priorities have changed.

Önceliklerim değişti.

Tom's priorities have changed.

Tom'un öncelikleri değişti.

Our priorities have changed.

Önceliklerimiz değişti.

- That is not one of my priorities.
- That isn't one of my priorities.
- That's not one of my priorities.

O benim önceliklerimden biri değil.

But Macron has other priorities.

Ama Macronun başka öncelikleri var

You've got your priorities backwards.

Sen önceliklerini geriye doğru aldın.

Let's keep our priorities straight.

Önceliklerimizden sapmayalım.

Clearly, we have different priorities.

Açıkçası, bizim farklı önceliklerimiz var.

It's a matter of priorities.

Bu öncelikler meselesi.

Then shouldn’t the priorities of school

okulun öncelikleri arasına öğrencilerin

There are some priorities in life.

Hayatta bazı öncelikler vardır.

Life is a question of priorities.

Hayat bir öncelikler sorunudur.

You need to establish your priorities.

Önceliklerinizi belirlemeniz gerekir.

We haven't set our priorities right.

Önceliklerimizi doğru belirlemedik.

Layla and Sami had different priorities.

Leyla ve Sami'nin farklı öncelikleri vardı.

Tom and Mary have different priorities.

Tom ve Mary'nin farklı öncelikleri var.

Tom and I have different priorities.

Tom ve benim farklı önceliklerimiz var.

Tom says he has other priorities.

Tom başka öncelikleri olduğunu söylüyor.

Tom and Mary had different priorities.

Tom ve Mary'nin farklı öncelikleri vardı.

- That is not high on my list of priorities.
- That isn't high on my list of priorities.
- That's not high on my list of priorities.

O benim öncelikler listemde yüksek değil.

You really don't have the right priorities!

Gerçekten doğru önceliklere sahip değilsin!

I have different priorities than you do.

Ben senden daha farklı önceliklere sahibim.

We have other priorities at the moment.

Şu anda başka önceliklerimiz var.

We need to get our priorities right.

Önceliklerimizi doğru belirlemeliyiz.

That these are priorities between now and 2030.

günümüz ile 2030 arasında öncelikler olduğunda karar kıldı.

This should be one of our top priorities.

Bunun bizim önceliklerimizden biri olması gerekir.

Customer service is one of our foremost priorities.

Müşteri hizmetleri bizim en önemli önceliğimizden biridir.

Colonization of other planets is one of our top priorities.

Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesi bizim en öncelikli konularımızdan biridir.

We must make colonization of other planets one of our top priorities.

Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesini en öncelikli konularımızdan biri yapmalıyız.

But before he can confront the Romans he first tackles his three immediate priorities:

Ama Romalılarla karşılaşmadan önce ordusunun 3 acil ihtiyacıyla uğraşmak zorundaydı.