Examples of using "Physicist" in a sentence and their turkish translations:
O bir fizikçi.
Ben bir fizikçiyim.
O bir fizikçi.
O bir fizikçidir.
Tom bir fizikçi.
Onun babası bir fizikçi.
O, ışınlanma üzerinde çalışan bir fizikçi.
Niels Bohr Danimarkalı bir fizikçidir.
İsaac Newton bir ingiliz fizikçiydi.
İki yıl önce, bu beyefendi bir fizikçi olarak çalıştı.
Bilimsel araştırma Fransız fizikçi Eric Dupont tarafından yönetildi.
Fizikçi olduğuma göre bir grafik olmalı, değil mi?
Fizikçi, nükleer füzyonun potansiyel tehlikesinin farkındaydı.
Fizikçi kimyayı da seviyor olduğunu itiraf etmeye utandı.
Bu teori, ilk kez bu 28 yaşındaki fizikçi tarafından önerildi.
Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır.
O sadece Japonya'da değil, dünya çapında da ünlü bir fizikçi.
- O sadece Japonya'da değil, tüm dünyada ünlü bir fizikçi.
- O yalnızca Japonya'da değil, tüm dünyada meşhur bir fizikçi.